Site icon Rojnameya Newroz

NE YAPILMALI? / FEVZİ KARTAL

Osmano-Despot-Faşizm’inin önüne geçmek için ne yapılmalı? Sorusunu vakit geçmeden sorup, acilen bir pratik adım atmak gerekiyor ki, geç kalındığında bu halkların başına bela diktatör faşizmini uygulayıp halkları Hitler Almanya’sı durumuna düşürecektir diye düşünüyorum…

Hitler bir faşistti. Alman burjuvazisinin içerisinden yetişmiş, kapitalist kültürden gelen bir yapının çocuğu idi…

RTE ve AKP şürekâsı yani AKP “T” c’nin faşizmi kapitalist burjuva kültüründen nasibini almamış, tüketimde neoliberal, kafa yapıda Anadolu lümpen görgüsüz burjuvazinin kültür(süzlüğü) ünün çocuğudur. Tabiri caizse ‘hıldır hoptur-zıldır zoptur’ bu halk sözünde olduğu gibi. Osmano-Despot-Faşizmidir. Yani o bildiğimiz Faşizmden dahi kültürel, sosyal ve ideolojik anlamda vbg kuru ve kıraçtır. Kafa yapısı günümüz küresel kapitalizminden de daha kıraçtır ve de evrensellikle, evrensel değerler ile uzaktan yakından alakaları yoktur. Kısacası Osmano-Despot-Faşizmi adlandırması tam iyi biçilmiş bir elbisedir.

RTE, Hitlerin yazdığı “Kavgam” kitabını dahi yazacak kadar bir kültürel yapıya sahip değildir.

Basından edindiğimiz kadarı ile üniversite diplomasını dahi nasıl ve hangi yollarla aldığı meçhul bir emek ve çaba düşmanı, akıl fakiridir, akıl hırsızıdır.

Şimdi benim bu yazdıklarım bir hakaret değildir ve de hakaret olarak görülmemelidir! Çünkü RTE’nin pür hali ortadadır. Acilen önlem alınıp tutarlı bir pratik tavır konulmaz ise, uluslar arası iyi bir kamuoyu oluşturulmaz ise, başta Kürtler olmak üzere sıradan herkese karşı beterinde beteri gelecek kapıdadır…

HDP’si ile, diğer muhalifler ile, CHP’deki azda kalmış olsa demokratlar ile bir araya gelip bir acil ve güncel program etrafında bu Osmano-Yobaz Faşizmine karşı hayatın her alanında karşı bir duruş sergilenmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti ta kuruluşundan bu yana devletin bekası için tekçilik ve Kürt karşıtlığı pozisyonu üzerinden hareketle politika üretmiştir. Kürt coğrafyasında [“Ne Mutlu Türküm” diyenecilik bir işe yaramayınca; RTE aracılığı ile müslüman kardeşliği ve sopa siyaseti ile yol alınmak istenmektedir…] – Geçen yılda ki bir yazımdan alıntı.

Bu AKP “T” c’ nin halkların başına bela olmasına “yetmez ama yinede” diyenlerin, CHP’nin büyük payları vardır. Birkaç kıpırdanışta lümpen laikliğin geri getirilmesi çağrılarının dışına çıkmamaktır. Lümpen laiklikten hareketle gerçek laikliğe varmaya da karşı değilim ama bu lümpen laiklerde tekçilikte aynı RTE’den pek farklı değildirler. Akp “T” c’ den önce gerçek bir laiklik olsa idi bugün bunları yaşamıyor olacaktık. Lümpen olan bir laiklik, lümpen olan bir karma eğitimin sonucudur ki bu Osmano-Yobaz-Faşiştler iktidara el koymuşlardır.

Kılıçdaroğlu ve ulusalcı ekibi ile bu Osmano-Yobaz-Faşizmine karşı mücadele başarıya ulaşamaz. Eski lümpen laikliği bile getirebilmek CHP ulusalcı ekibi ile başarıya ulaşmaz çünkü bunların ulusalcılığı ırkçılıkla sarmaş-dolaştır. Geçen yıl tesadüfen karşılaştığım eski bir solcu, şimdi ulusalcı ve CHP’nin sorumlularından bir zat, 1980 darbesinde de içerde kalmış eski tanıdığım birisi, “Kürtlerle ne gibi bir dayanışmamız olabilir” diyor ve de resmen ırkçılık yapıyor. Bu akıl ile ne Kürt sorununa ne de diğer sorunlara ilaç olmak mümkün değildir.

Şu sözleri söyleyen ve şu çelişkili pratikleri sergileyen bir CHP ile nereye varılabilinir ?

[1] “Kılıçdaroğlu; ‘Bilinmelidir ki, yargı siyasi otoriteden talimat alarak karar vermektedir’.  CHP Parti Meclisi bildirisi; ‘Milletvekillerinin tutuklanması anayasaya aykırıdır’.

Peki, dokunulmazlıkların kaldırılmasına, Suriye ve Irak tezkeresi için AKP’yle birlikte oy vermediniz mi?

‘Anayasa ya aykırıdır fakat dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyeceğim’. Şimdi de kalkmış HDP’ lilere geçmiş olsun deniliyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP’nin önerdiği laikçi Rıza Türmen’i dıştalayan ve MHP’li İhsanoğlu’na oy veren CHP idi. ‘Yenikapı ruhu’na alet olan CHP değil miydi? Basının yazdığına göre Devlet Bahçeli gibi bir faşisti ikna edip sarayda RTE ile el sıkıştıran Kılıçdaroğlu değil miydi?”

Böylesi hal ve gidişatları saymakla bitmez.

Evet, ne yapılmalı sorusuna yanıt şudur diye düşünüyorum; Kürtler kendi aralarında bir birlik yaratacak; Türkiyeli sol, sosyalist vbg kesimlerde kendi aralarında bir birlik yaratacak. Her iki bu genel birliktelikle RTE faşizmine geçit yok denilir ancak… Gerisi Kılıçdaroğlu “Salako”luğudur.

[1] Bu alıntılar bir emekli öğretmen tarafından yazılıp bana yollanan yazısından alınmıştır.

12/11/16

 

 

 

Exit mobile version