Site icon Rojnameya Newroz

Nasıl bir demokrasi paketi?

AKP hükümeti tarafından ‘Demokrasi Paketi’ çıkarılacakmış önümüzdeki bir kaç gün içerisinde hükümet sözcüsünün söylediğine ve basının yazdığına göre. Bu yazı yayınlanmadan belki de bu paket hazırlanarak çıkarılmış olacak. Demokrasi gibi çok çok önemli bir konunun ki, demokrasi bir ülke insanının yaşamını biçimleyen bir sistemdir, bir çeşit yaşama biçimidir toplumsal anlamda. Böylesi önemli bir konunun geniş her çevrenin, her partinin, her etnik kesimin, Türklerin, Kürtlerin, Çerkezlerin, Müslümanların, Alevilerin, Hıristiyanların ve bütün herkesin, her bilirkişilerin, aydınların, hukukçuların… Bir bütün olarak geniş halk kesimlerine danışılmadan, tartışılmadan yapılıyor olması bu paketin ağzını açar açmaz görülecektir ki boş şeyler çıkacaktır ‘perşembenin gelişi çarşambada bellidir’ halk sözünde olduğu gibi hemen kendisini gösterecektir ve de bu pakette şeytansal demokrasi çıkacaktır diye düşünüyorum. Aynen Kürtler ile yapılan barış müzakerelerinin sonu gibi olacak boş laflar ve kuru gürültü.

Demokrasi’nin sözcük anlamı demos (halk) kratıa (iktidar) halkın iktidarı demektir eski Grek’te. Amma velakin demokrasinin o kadar çok çeşidi vardır ki sırasıyla monarşik demokrasi, liberal demokrasi, temsili demokrasi, demokratik merkeziyetçilik, sosyalist demokrasi ve doğrudan demokrasi vs. Bu kadar demokrasi çeşidi olduğuna göre neden AKP’li şeytansal demokrasi de olmasın? Olur mu olur. Nizam-ı Cedid mantığı ile olmaz yoktur her seferinde farklı ve yeni bir şey yapılmaz, eskiyi yeniymiş gibi nasıl sürdürebilirim tekrarlamasında dönülüp durulur ve her defasında aynı yerde kalınır… “Osmanlı’da oyun bitmez” halk sözünde olduğu gibi bu paket ile şimdiden ilk anlaşılan durum BDP ve diğer muhalif kesimlerin ikinci sırada da MHP’nin yüzde 10 baraj seçim sistemi ile Mart 2014’te yapılacak yerel seçimlerde yerel yönetimlerde yer almalarının önüne geçmek. Yerel yönetimlerde tekçiliğe yani yerel yönetimlerle ilgili her şeyi bir kişiye, belediye başkanının inisiyatifine bırakmak vs.

Demokrasi konusunun ekonomik, siyasal ve kültürel boyutuyla ele alınması ve üzerinde titizlikle durulması gereken bir konu olduğu bu konunun araştırmacıları tarafından özenle dile getirilmektedir. Otuz yıldan bu yana sürdürülen neo-liberal politikaların ‘batı dünyası’nda dahi, (işte o batıda çok demokrasi olduğu yalanı), demokrasiyi geniş halk kesimleri yararına ortadan kaldırdığı ve oligarşiye hizmet ettiği ileri sürülmektedir batıda yaşayan aydınlar ve duyarlı vatandaşlar tarafından. Dünya gelirinin yüzde 85’i batılılar ve küresel kapitalistler tarafından kullanılır iken buna rağmen demokrasi geniş halk kesimleri yararına yürümemektedir. Hal böyle iken AKP’nin ekonomik anlamda uyguladığı neo-liberal politikalar sayesinde vatandaşlarına ‘SUS’ payı vermesi mümkün değildir ‘aç ayı oynamaz’ halk deyişinde olduğu gibi… Bana göre demokrasi vatandaşların normal düzeyde karınlarının doyurulmasıdır, sosyal konumlarının yine normal ölçülerde tutulmasıdır diye düşünüyorum. Neo- liberallerin ‘sus’ payı vermesi için kar edip artı değer yaratması gerekir ki üretimi, tüketimi, acıyı, tatlıyı paylaşmak yönünde o tarakta bezleri yoktur. AKP’nin Türkiye ekonomisinin de hali ortadadır. Borsa ve tahvil piyasası, iş piyasası, yatırım piyasası o çok övündüğü inşat piyasası yurt içi ve yurt dışı genelinde hep eksilere doğru geriliyor… Kürt coğrafyasının ekonomik durumu zaten karakol ve hapishane ekonomisine dönüştürülmüştür.

Siyasal ve toplumsal boyutuna gelince Türkiye’de AKP hükümeti ulusal ve toplumsal sorunlarını, inançsal sorunlarını çözmüş değildir ve de çözme yönünde bir perspektife de sahip görünmüyor ve şeytani aldatmaca taktiği ile yaklaşıyor. Hala 12 Eylül 1980 faşist darbe anayasasından kalma 81 yasa vardır ve de bu yasalar hala yürürlüktedir hiçbirisine dokunmuyor, zaten AKP’nin iktidara taşınmasının nedeni de bu yasalar ile birlikte piyano piyano ‘işleri yürütmekti’. “Dalavere dubara Kürt Memet nöbete”mantığı devam ediyor ve Kürt sorununda bir yol alınmıyor.

Çerkezler ve diğer kesimlerin anadilde eğitim hak istemleri işitilmek bile istenmiyor ve Çerkezlere ‘asıl vatanınız burası değildir, göçmensiniz’ denmek isteniyor. Oysa Avrupa ülkelerinde ‘yurt dışı Türkleri’ denilen Türk kökenli vatandaşlar kendi dillerini bu ülkelerin okullarında rahatlıkla öğrenebiliyorlar… AKP iktidarı bu konuda iki yüzlülük yapıyor AB ülkelerine karşı. Alevilerin inançsal sorunları Sünnileştirilmek metodu ile örtbas ettirilmeye çalışılıyor. Devlet bir çeşit askeri bürokrasi – ticaret erbabı – idari Sünnisel mezhep bürokrasisine dönüştürülmüş durumda.

AKP hükümetinin kültürel algılarını ve kültürel seviyelerini incelediğimizde”kodum mu oturturum” kültürel halleri mevcut. ‘Biz bir hukuk devletiyiz’ deniliyor ama faili belli- belirsiz devlet eliyle işlenmiş cinayetler on binlerce… Bir başbakan ODTÜ çevresindeki ormanda ağaçların kesilmesine karşı bir vatandaş olarak demokratik tepkisini kullanan gence”Git ormanda yaşa” diyebiliyor ki başbakanın bu tür sözlerini saymakla bitiremeyiz… Oysa demokrat olduğunu söyleyen, bence başbakan demokrasiden anlamıyor, bir başbakana başka bir üslup ile dil kullanması gerekmiyor mu? Dink için “gebermiş ise gebermiş” diyen Zenit’i istihbaratın tepesine atayan bir zihniyet topluma ne kadar bir demokrasi paketi açabilir, bu tür örnekleri saymakla bitiremeyiz… Yazarları, çizerleri, düşünenleri, gazetecileri yazdıklarından dolayı içeri atan bir zihniyet, demokratik tepkisini kullanan vatandaşları sokak ortasında infaz eden bir zihniyet hangi demokrasi paketi açabilir? Demokrasi yoktur dedikleri İran’da dahi bir af ile siyasi tutuklular salıverilirlerken, Türkiye’de zindanlar çoğunluğu Kürt siyasi tutsaklar ile ve de gösterilerde normal vatandaşlık tepkisini gösterenler ile dolu. Şimdi böylesi bir kültürel yapıya sahip iktidar partisinden demokratik bir paket çıkabilir mi? ‘Görünen köy kılavuz istemez’ diye düşünüyorum. Bu hükümetin şeytani yaklaşımını 12 Eylül 1980 yasalarına karşı ‘yetmez ama’lar da gördük, Kürt açılımında gördük. Demokrasi paketi de aynı olacaktır çünkü kafalar aynı yerde duruyor”kodum mu oturturum” kültüründen demokrasinin D’si bile çıkmaz, kazara çıksa bile raflarda kalır.

fevzi381@gmail.com

Newroz Gazetesi

Sayı: 241

Tarih: 27.09.2013

 

Exit mobile version