AKP iktidarı devlet zırhına bürünerek 18 yıldır ülkeyi kadife yumrukla yönetmektedir. Muhalefetin pasifliğinden yararlanarak muhalif olan sendikaları, medyayı, aydınları vs. zorla, baskıyla, yargıyla (zindanla) sindirmeye, susturmaya çalışıyor.
Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız
Anayasal hukuk devletlerinde, anayasa devletin iktidarını sınırlamakta, bireylerin hak ve özgürlüklerini güvence altına almaktadır.
İktidar anayasayı tanımadığı için bireylerin hak ve özgürlüklerini de tanımıyor. Barış ve Cumartesi Annelerini yargılıyor, sokak infazlarını gerçekleştiriyor, Beyaz Toroslar kaldıkları yerden devam ediyorlar ve ülke adeta açık cezaevine dönüştürüldü. Aydınlar, siyasetçiler, yazarlar, öğrenciler zindanlara dolduruldu.
Muhalefet bireyin ve toplumun özgürlük alanını koruyup geliştirerek, iktidarın keyfi ve hukuk dışı uygulamalarına karşı tavır koyması gerekirken, iktidar gündemi belirliyor, topluma istikamet veriyor daha da önemlisi muhalefeti dizayn ediyor. K. Kılıçtaroğlu “Uzun süredir Türkiye yönetilmiyor, savruluyor” diyor. Peki, halkın oylarıyla seçilen “muhalefet nerede” diye sormazlar mı?
MUHALEFETİN MUHALEFETİ
Bu ülkenin muhalefetinin ve muhalif bireylerinin görevi, toplumun dinamik gücü olan Kürtlere, Alevilere, devrimcilere ve HDP’ye dönük iktidar partisinden gelen tepkilere dalgakıran görevi üstlenmektir.
İktidarıyla, muhalefetiyle Kürtleri arka bahçeleri olarak görenler elbette ki hüsrana uğrayacaklardır. Çünkü Kürtler artık kendi geleceklerini kendileri tayin etmek istiyorlar.
Halkın iradesiyle seçtiği HDP’yi meşru görmeyip belediyelerine kayyum atadığı, vekillerinin vekilliklerini düşürüp zindanlara dolduran AKP iktidarı bu gücü ve cesareti biraz da muhalefetin HDP’ye karşı olan tutumundan almaktadır.
Muhalefet tek adam rejimini eleştireceğine, karşı duracağına HDP’ye karşı tavır alarak muhalefete muhalefet etmektedir.
İKTİDARIN ABD VE AB’YE YENİ YAKLAŞIMI
Heeeyyy Joe Biden sen nelere kadirsin! Sen daha göreve başlamadan otoriter rejimler kendilerine çeki düzen vermeye başladı. Raydan çıkan, istikameti bozulan, kıblesini kaybedenler sana yöneldiler. AB’ye heyt diye haykıran iktidar yelkenleri indirdi, AB’ye zeytin dalı uzatmaya başladı. Ekonominin dibe vurmasından ve uluslararası platformlarda kendini ifade edememesinden dolayı yargıda, ekonomide reform yapmaya karar verdi.
RT Erdoğan: “Kendimizi Avrupa’da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte tasavvur ediyoruz” “Hukuki altyapımızı geliştirmek, ekonomimizin oturduğu temelleri güçlendirmek, üretim ve istihdamı artırmak, salgın sonrası yeniden şekillenecek dünyada kendimize iyi bir yer edinmekte kararlıyız” dedi. Tabir-i caizse ABD ve AB yerse. Onca aydın, siyasetçi, gazeteci, öğrenci zindanlardayken kimse bu reformlara itibar etmez, güvenmez, kabullenmez.
Sonuç olarak muhalefet sütten çıkmış ak kaşık değildir. Muhalefet görevini yerine getiremediği için ülkedeki olumsuzluklardan en az iktidar kadar sorumludur. Muhalefetin kendine çeki düzen vermesi gerekir. Erken seçim artık zaruri bir ihtiyaçsa ki öyledir. Umudu D.Bahçeli’ye bağlamamalı. Sokağın sesini dinlemelidir.