Devlet eski kafayla hareket etmekte Kürdün kaybı devletin kazanımıdır mantığıyla hareket etmektedir.
Evet devlet eski kafadaki devlettir ama Kürtler artık eski Kürtler değildir.
KÜRTLER ARTIK ESKİ KÜRTLER DEĞİL! /HASAN IŞIK
Türk devletinin kuruluş ve yaşam felsefesi Kemalizm’dir. Kemalist ideolojinin tek pratiği Kürt düşmanlığıdır. İşte bu pratikle bir devlet kurulmuş ve bu kurulan devletin tüm kurumları bu ideolojiyle beslenmiştir.
İttihat ve Terakki’den aldığı “halk düşmanlığı” mirasını ortada halk kalmayınca elde kalan “Türk-Sünni” dışındaki tüm halklara uygulamıştır. Kemalist ideolojinin pratiği bize bir asırlık devletin temel dayanağının Kürt düşmanlığı olduğunu göstermiştir. Bunun en çok göz içine sokulacak örneği ‘15 Temmuz Darbesi’dir. Esas itibariyle gücü paylaşamayan ve işlenen insanlık suçlarını birbirinin üstüne atmak isteyen iki İslamcı gücün cumhuriyet tarihindeki ilk çatışmasıdır.
Ancak bu darbe bize çok önemli bir okumayı daha sundu. Bu okuma esasında bu devletin ideoloji ve pratiğinin felsefesi olan “Kürt Düşmanlığı”. Öyle ki 100 yıldır sadece kendi coğrafyasındaki Kürt halkını öldürmekten başka hiçbir başarıya imza atmamış bir ordu. Kürdistan illerinde on binlerce askerle şehirleri toplarla döverken yani “Kürdün dünyasını başına yıkarken” bir kahraman gibi muamele görmüş, işin içinde Kürt katli olmayınca gencecik ve masum erler boğaz köprülerinde boğazları kesilerek denizlere atılmışlardır. Kürdün köyünü, yurdunu, ormanını bombalayan helikopterler dönüp vatandaşını ve parlamentosunu bombalamıştır.
Elbette ki bu darbe gecesi yaşananlar yazmakla bitmez ama bize öğrettiği çok önemli şeyler var. Artık bu ülkenin ve devletin tek yaşam desteğinin Kürt düşmanlığı olduğunu gördük. Bir diğer önemli şey ise devletin güvenlik güçlerinin ne kadar acımasız olduğu gün yüzüne bir kez daha çıkmış oldu. Kürt düşmanlığı Türk devletinin tüm kurum ve yapılarına işlemiştir. Şehirler yıkılırken sesini çıkarmayan “sosyal-demokratlar” yine Kürt vekillerin tutuklanmalarının önünün açılmasında hiç ses çıkarmamış hatta bir kısmı destek bile vermiştir. Bu da bize sistem partilerinin mesele Kürt ve Kürdistan olduğunda tüm farklılıkları bir kenara bırakıp hemen birleşebildiklerini göstermiştir.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri, dokunulmazlık pervasızlıkları, seçilmişlere atanan kayyum görmezliği, Yenikapı “ruhu” mitingi bunun en büyük örnekleridir. Ancak bu Kürt düşmanlığı bu coğrafyadaki hiç kimseye bir şey kazandırmamıştır. Sadece devletin sırayla seçilen statüko bekçilerine kazandırmıştır. Öyle ki acınacak bir hal almış AB müzakere süreci, yerlerde sürünen ve her tavizi vermeye hazır Ortadoğu politikalarının ve dünya diplomasisinin tek sebebi Kürt kazanımlarının önünü almaktır.
Devlet eski kafayla hareket etmekte Kürdün kaybı devletin kazanımıdır mantığıyla hareket etmektedir.
Evet devlet eski kafadaki devlettir ama Kürtler artık eski Kürtler değildir.