Site icon Rojnameya Newroz

KORUKÖY SAKİNLERİ: HAYVANLARIMIZI BİLE KESTİLER

Nusaybin Koruköy’den 10 gündür haber alınamıyor. Köy sakinlerinden M.A, 1990’lı yıllardan bu yana benzer şeyleri 3 kezdir yaşadıklarını belirterek, “Kurşun yağmuruna tutulduk. Sadece insanlara değil hayvanlara da işkence yapıldı” dedi.

Günlerdir haber alınmayan, gözaltı, işkence haberlerinin geldiği Koruköy’den çıkan tanıklar yaşananları gözler önüne seriyor. Abluka ve evlere yapılan baskının tanığı olan kalp hastası M.A., fenalaşınca Nusaybin Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Askerlerin ansızın bahçelerine dolduğunu belirten M.A., “Camdan gördük bahçeye girdiklerini ardından da 20- 30 asker bir anda silahlarını doğrultarak evin etrafını aramaya başladı” dedi.

‘OĞLUMUN KAFASINA SİLAH DAYADILAR’

Kafasına silah doğrultulan oğlunun daha sonra bahçeye çıkartıldığını söyleyen M.A., “Kafasına silah dayayıp ‘Bahçenizden iki kişi çıktı, çabuk isimlerini söyle. Söylemezsen seni öldürürüz’ diye tehdit ettiler. Oğlum Kıbrıs’tan yeni geldiğini ve kimseyi tanımadığını, görmediğini söyledi. İki kişinin evden kaçtığını söylediler. Oğlumu aldılar evin bodrumuna götürdüler. Oğlumu öldürecekleri korkusundan bayıldım. Zaten ameliyatlıyım, kaç defa anjiyo olmuşum” diye konuştu.

‘KURŞUN YAĞMURUNA TUTTULAR’

dihaber’e konuşan M.A, akşama doğru köyden çok yoğun silah sesleri yükseldiğini ancak dışarı çıkamadıkları için tedirgin halde beklediklerini belirterek, ikinci kez evlerine baskın yapıldığını söyledi. M.A., şunları ifade etti: “Hiçbir şeyden haberimiz yok tedirgin bekliyoruz. Yine kapıları, camları kırarak evimize baskın yapmaya geldiler. İki zırhlı araçla bahçe kapısını ezip geçerek içeri girmeye çalıştılar. Evi başımıza yıkacaklar sandım. Eşimle ikimiz de ameliyatlıyız. Kızım ve oğlum da içerde, bizi öldürecekler sandım. İki kişi aynı anda oğlumu dövmeye başladılar. Diğer odada oğlumun kafasını duvara vuruyorlardı. Ses bize geliyordu. ‘İkiniz aynı anda nasıl döversiniz oğlumu?’ diye bağırdım. Arka bahçeye götürdüler orada tekmelediler ve getirip gözümüzün önünde yine tekmelediler. Ameliyatlı göğsümü açtım ve ‘Görmüyor musunuz ameliyatlıyım, ne istiyorsunuz bizden’ dedim. Etraftan kurşun yağdırıyorlardı evimize. Bir kurşun değil, iki değil ki! Kurşun yağmuruna tuttular. Oğlumun kafası yarılmıştı, o korkudan doktora götürmeyi bile unuttuk. Bir hafta önce gelmişti Kıbrıs’tan. Oğlum pasaportunu gösterdi, Kıbrıs’tan geldiğini söyledi de kim dinliyordu ki?”

‘HAYVANLARIMIZ KESİLMİŞ’

Sadece insanlara değil hayvanlara da işkence edildiği söyleyen M.A., şunları aktardı: “Hayvanlar içerde susuzluktan açlıktan ölüyorlar. İnsanların yemeğine, hayvanına el koydular. Çoğu hayvanımızı kesmişler. Köyde bütün evlerin kapılarını kırdılar, birçok evi yaktılar. Şeker hastaları yaşlılar var, samanlıkları yaktılar. Bayıldığım için çoğu şeyi göremedim. Perdeleri aralamaya korkuyorduk. Süleyman’ın kapısını kırdılar, Hacı Selim’inkini kırdılar, Abdullah’ınkini kırdılar… Gözlerimizle gördüklerimiz bunlar. Diğer göremediğimiz yerlerde neler yaşandığını bilmiyoruz. Komşularımız da anlatıyordu; saat 10.30’da evlerini basmışlar, kapıyı açar açmaz sırtına silah dayamışlar.”

1990’lı yıllardan bu yana benzer şeyleri 3 kez yaşadıklarını dile getiren M.A., “3 defadır başımıza geliyor bunlar. Evlerimizi yakıyorlar, topraklarımızdan çıkarmaya çalışıyorlar. Onca verdikleri zarara ‘3 bin vereceğiz’ deyip gidiyorlar. Biz onların paralarını istemiyoruz” şeklide tepki gösterdi.

90’LARDA DA YAKILMIŞTI

Koruköy’de 1992’de 2 faili meçhul cinayet işlendi. Köyden kaçırıldıktan sonra kendilerinden 28 gün boyunca haber alınamayan Hamit ve Bayram Bal, Mardin Adliyesi’ne sevk edilmişti. Serbest bırakılan Hamit ve Bayram, JİTEM tarafından kaçıralarak, işkence ile öldürülmüştü. Bu olaydan sonra köyde göçler yaşanmıştı. Kısa bir köylüler geri dönüş yapmıştı. 21 Mayıs 1995’te köy yakılmıştı. Köylüler göç etmişti. 2000’li yıllarda çözüm süreciyle birlikte köylüler tekrar geri dönüş yapmıştı.

KORUKÖY’DE 3 CENAZE HASTANEYE GÖTÜRÜLDÜ 

Koruköy’de öldürülen 3 kişinin cenazeleri Mardin’e getirildi. Dün askeri helikopterle alındığı belirtilen ve sosyal medya hesaplarından yayınlanan parçalanmış cesetlerin Mardin Devlet Hastanesi Morgu’na götürüldüğü öğrenildi. Yaşamını yitirenlerin kimlik bilgilerine ilişkin bilgi edinilemezken, gözaltına alınanlardan 2 köylünün ise nerede tutulduğu ve akıbetleri hakkında bilgi edinilemedi.

DİHABER

Exit mobile version