Site icon Rojnameya Newroz

KORONAVİRÜS VE KAPİTALİST MEDENİYET(SİZLİĞİ) İŞİLKİSİ ÜZERİNE

Coronavirüs Covid -19 salgını ile ilgili bu kadarda paniğe kapılmaya  gerek var mıdır yok mudur diye düşünürken, böyle düşünenlerde hiç de az değil. Dünyanın sonu gelmiş gibi yiyecek stoklamak , bir korku ve telaş almış başını gidiyor. Sonuçta bu virüs’ ün bir küresel tehdit olduğu ortada.

Fevzi Kartal / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Bu Coronavirüsün akrabalarından olan Covid-19 nedir, nasıl oluşmuş, kim icaat etmiş, ana vatanı neresi, Çin mi vb gibi sorular haklı olarak soruluyor.

ABD, Çin’e sen yaptın bu küresel belayı derken; Çin’de sen bana bilinçli olarak bu virüsü bularak bulaştırdın diyor. Bunların böyle demelerinden haklı olarak bende böyle dediğinize göre demek ki kapitalizmden her türlü melet çıkarmış diyorum ve ekliyorum; egonuz için yapamayacağınız yoktur.

Çin’in Wuhan kentinde çok gelişmiş laboratuarları olduğu bilinyor ve de daha çok geçmedi bundan birkaç yıl önce bu laboratuarlarda insan kolonlanması yaptıkları biliniyordu hatta bazen tıp ahlakı deontolojisine uymuyorlardı.  Bu şehirde ki laboratuarlarda  şimdilerde Çin insan genleri üzerinden çalışmalar yapmaktadır.

Bu işlerin gizlilik arz eden yanlarını bizler bilemeyiz ki; ancak va ancak bizden daha iyi bu konunun uzmanlarını da dinlemek gerekiyor, her denileni dinlemekten fayda var bilgimizin zenginleşmesi açısından.

Internet’ten dolaşan bir video ve BREVET EP 1694 829 B1 sitesine girdiğimde 300 sayfalık bir belge ile 5 kişiden oluşan bir grup Covid -19 ‘un yapılmasının, ortaya salınmasının Çin ile Fransa’nın bir protokol çerçevesinde yaptıklarını söylüyor ve yazıyor yer, zaman, kurum ve parmağı olan kişilerin adları ile birlikte. Bu virüsün bilerek yayıldığı ileri sürülüyor. Fransa Istitüleri PASTEUR ve INSERM bunun GİLETS JEUNES ( SARI YELEKLİLER ) tarafından bir komplo olduğunu ileri sürüyorlar ve bunlarda kendi argümanları ile açıklamaya çalışıyor. Herkes kendi argümanları ile konuyu anlatıyor.

Kim doğru, kim eğri? Ama ben kendi adıma bu kapitalist egocu, narsist para manyaklarının artı değer için yapmayacağı hiçbir şey yoktur diyorum ve ekliyorum; ASLA SİZE GÜVENEMEM !!!

 Daha önceki salgın hastalıklar virüsü örneğin Sars virüsü vb gibi  sanki Covid- 19’ dan dahamı az tehlikeli idi ? Bence sermayedarların ve onların basın baronlarının korkusuna bakılırsa sermayedarlar şürakası uzak diyarlarda, sessiz yerlerde yer altı korunaklarına sığındıklarına göre durum vahim gibi görünüyor çünkü Covid -19 onlarıda vuruyor, öncekiler sermeyadarları vurmadığı için bu kadar gürültü çıkarmıyorlardı onların basın baronları ve sözde ulus devletleri. Sağlık uzmanlarının demelerine bakılır ise üç beş kişinin bir araya gelmesi  ve onların nefes alıp vermeleri Covid -19 salgınına yakalanmaya vesile olabiliyor . Bundan önceki salgın hastalıkları genellikle açları, yoksulları ve iyi beslenmeyenleri vuruyordu, hep « vur abalıya » idi. Sermayedarlarla ilk defa bu dünya da aynı kaderi paylaşmış olduk, ne mutlu bize( !) Ama yine de onları az vuruyor çünkü her imkanları var. Abalının hali her zamanki gibi yaman.

İki aydan bu yana Coronavirüsten ölenlerin sayısı 8 bin küsür ve 200 bin kişiyede bulaşmış durumda ve de giderek yenileri ekleniyor, son iki ayda yine kapitalist medeniyet (sizliği) in üretim pratiğinin yüzünden çoğunluğu ekonomik sebep  intihar edenlerin sayısı 190 bin. Sigarada ölenlerin sayısı 800 bin, kanserden ölenlerin sayısı 1 milyon 460 bin, savaşlarda ölenlerin sayısı iki aylık bir istatistik bulamadım ama yüzlerce olduğu kesin, işkenceden ölenlerin sayısı yine bir istatiksel bir bilgi elde edemedim ama yine onlarca belki, öldürülen kadın sayısı ha keza iki aylık bir bilan yok, açlıktan ölenlerin sayısı bir milyon , cezaevlerinin kötu koşullarında ölenlerin sayısı yine en az onlarca olabilir bu iki aydan bu yana, yoksulluğun yarattığı hastalıklardan ölenlerin sayısı 2010 yılı için 52.8 milyon. Yapılan 2010 Küresel Hastalıkların Yükü araştırmaya göre 1 milyon insan açlıktan ölmüş iken kapitalist medeniyet (sizliği)’ in cilvesine bakınız aynı yıl obeziteden 3 milyon insan ölmüş. Evet, evet abartmıyorum en kapsamlı çalışma denilen bu 2010’da yapılan  Küresel Hastalıkların Yükü raporuna göre, tekrarlarsak, bu yılda 52, 8 milyon insan hastalıklarda ölmüş. Hiç ‘çıt’ yok çünkü sermayedarlara dokunmamış , bundan olsa gerek, başkaca ne olabilirdi ki ?

Kapitalist medeniyet (sizliğin)’in baronları ve ulus devletleri elinizi şöyle yıkayın böyle yıkayın diye dursunlar Birleşmişmilletler Çocuklara Yardım Fonu UNİCEF, sabun ile ellerin yıkanmasının yeni tip coronavirus covid- 19 virüsünün yaygınlaşmasını önlediğini onaylarken, şu gerçeğide ekliyor Dünya genelinde %40 yani 3 milyar insanın ellerini su ve sabunla yıkayabileceği bir lavabosu bulunmamaktadır. Dünya genelinde ki okulların üçte birinde  çocukların ellerini yıkayabileceği lavabo yok ve sağlık merkezlerinin yüzde 16’ sında işlevsel tuvalet ve lavaboların bulunmadığına işaret ediliyor.

Healthcare Without Harm adlı sivil kuruluşun araştırmasına göre  hava kirliliğinin yüksek olduğu yerlerde Sars kaynaklı ölümlerde artış var. Bu sivil kuruluşunun araştırmasında Coronavirüs vaka sayılarıyla hava kirliliği arasında bağ olabileceğinin altı çiziliyor. Sars virüsü ölüm sayılarıyla doğrudan bir bağ ortaya konuldu. Sars virüsü Covid -19 virüsünün akrabalarından. Hava kirliliği yükseldikçe Sars virüsünden kaynaklanan ölümlerinde çoğaldığı görülüyor. Hava kirliliğinin az olduğu bölgelerde yüzde 4, hava kirliliğinin yüksek olduğu bölgelerde  yüzde 7,5 hava kirililiğinin çok yüksek olduğu yerlerde yüzde 9 ölüm sayısında artışının yaşandığı ortaya konuluyor.

Yalan mı toplu ve bireysel motorlu taşıt araçlarının havaya saldığı CO² ler,(bu motorlu taşıt araçlarının trafik kazaları binlerce ölü -bu bir başka konuda olsa), kömürle çalışan Termik Santraller, Nükler Santraller, kimyasal atıklar, Monsanto ve Beyer denilen, tarım ilaçları adı altında, tarımda kullanılan zehirli pesticitler ve yediğimiz besinlere karışıp bize dönenler, yer altına gömülen kimyasal artıklar vb gibi. Bitmedi, Dünyanın yüzde 20 oksigen deposu sayılan Amazan ormanlarındaki kapitalistlerin vahşice orman yok etmeleri mi diyelim saymakla bitmez… Bu gidişle bu para manyaklarının yüzünden, eğer önlem alınmaz ise, 2070’ e kadar dünyanın yüzde 20 oksijen kaynağı yok olacak, Amazon ormanlarının yok edilmesi ile.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 7 milyon insan hava kirliliği nedeni ile ölüyor.

ABD’deki Stanford Üniversitesinden Prof. M. Burke Çin’in hava kirliliğini azaltma önlemlerinin sayesinde sadece Çinde 50 ile 70 milyon kişinin erken ölümden kurtulmuş olabileceğini belirtti ve ölenlerden 20 kat fazla insan kurtuldu ve ekledi « ekonomi modelimizin sorunları ifşa oldu dedi ».

Araştırdığım kadarıyla bu küresel virüsün şu üç değişik, görüşler, nedenden kaynaklandı deniliyor. 1) Çin’in laboratuvarlarda insan genlerinin kolonlanması sonucu dişarıya  sızan virüsler 2) Çin ve Fransa’nın bir protokol çerçevesinde Wuan kentinde saklanan virüslerin dışarı salınması bilerek ya da bilmeyerek 3) Toprağın yani gezegenimizin elektrifikasyona uğraması, şimdilerde ise  4 G, 5 G denilen telekominikasyonda ki onde dalgaları frekans bandları 3,4 GHZ, 3,8 GHZ. 5 G’ nin insan sağlığını bozacağı öteden beri dile getiriliyordu. Bu ileri sürülen görüşlerden hangisi doğru, hangisi eğri, hangisi komplo teorisi ? Haklı olarak sorgulana dursun… Şurası bir gerçek ki yarattığı sonuçları itibari ile kapitalist medeniyetin üretiminin sorgulanması gerektiği bu vakalar ile orta yerde duruyor, bu buluşların insanı ve doğayı hiçe saymaması gerektiği ve buna göre önlemler alıp insan ve doğaya zarar vermeyen buluşlara yönelmek gerektiği orta da. İnsan ve doğa yapma etme Diyor… Doğa ve insana uygun üretim.

İnsani ve çevresel boyutu ile bu vahim durum orta yerde iken, peki ya ekonomik boyutu ne durumdadır ?

Coronavirüs (Covid -19)’ un ekonomiye etkileri :

İMF nin « şerisi », bu kuruluşa aşk bağı ile bağlı eski İMF başkanı şimdi ise ECB başkanı bayan Lagarde dan dinleyelim ; hükümetlere çağrı yaparak « eğer zamanında önlemler alınmaz ise dünya ekonomisine kayda değer ekonomik etkisi olacak ».

Çeşitli ekonomiyi derecelendirme kuruluşlarına göre « (…) yaz aylarında ABD ve AB ekonomilerinde ressesyon yaşanabilir ».

ABD’ li dev bankacılık kuruluşlarından J&P MORGAN Chase’a göre de küresel ressesyon yaşanabilir. ABD ve AB GSYİH Gayri safi yurt içi hasılası, %3 , fazla düşebilir…

BAYER ; « Virüsün yayılması AB ekonomik görünümü için büyük bir risk oluşturuyor ve keskin dalgalanmalar fırtına tablosuna katkı sağlıyor. Yüksek hisse senedi piyasaları ve petrol fiatlarındaki keskin dalgalanmaların Avrupa ekonomisi için gittikçe artan fırtına tablosuna katkı sunar ».

İMFdende uyarı şöyle “İflaslar olacak, işten çıkarmalar artacak”.

Yine eskilerde olduğu gibi bu şimarık para babalarına ve sermayedarlar cephesine Fransa CB nin açıkladığı gibi sosyal yardım denilen 300 milyarlık para sermayedarlara verilecek yoksullarada bir parmak bal ağza sürmek kalacak. Bu arada, verilerden haraketle, eğer yanılmaz isem Favipiravir adlı anti viral bir ilaç geliştirilip 9 dolar karşılığı piyasaya sürülecek gibi görünüyor ? Tabi bu arada vergi vermeyen, vergi cenneti denilen devletlere vergi kaçıran sermayedarlarda sözüm ona ulus devletlerin verdiği paraları iflasları önleme adı altında , eğer tabir yerinde ise, “ malı” çoktan götürmüş olacaklar.

Kapitalist üretim ve tüketim anlayışından « vakitlice çıkılmaz ise » insanliği ve doğayı daha da büyük felaketler bekliyor.

Corid-19 ‘un Türk ekonomisine etkisi ne gelince;

Akşamdan “Türk insanına Coronavirüs bulaşmaz” diyen yetkili ağızlar sabah kalktğında bu küresel salgın vaka haberleri ile karşılaşıyorlar.

Ekonomik alışverişini ve turizm akışını en çok Covid -19 virüsünün olduğu devletlerle yapan bir ülkenin ne kadarda “Türk” olsanız etkilenmemesi mümkünmü?

Türkiyenin en çok ithalat yaptığı ülkeler sırası ile dolar bazından

Çin 17 Milyar,

Almanya 15 Milyar,

ABD 8 Milyar,

İran 5 Milyar,

Fransa 5 Milyar,

İsviçre 5 Milyar,

Güney Kore 4 Milyon.

Türkiyenin en çok ihracat yaptığı ülkeler yine dolar bazından

Almanya 7 Milyar 221 Milyon,

İngiltere Birleşik Krallık 4 Milyar 568 Milyon,

İtalya 4 Milyar 255 Milyon,

İspanya 3 Milyar 12 Milyon,

Irak 4 Milyar 614 Milyon,

ABD 4 Milyar 427 Milyon,

Fransa 3 Milyar 212 Milyon,

Hollanda 1 Milyar 754 Milyon,

Belçika 1 Milyar 541 Milyon,

İsrail 1 Milyar 626 Milyon.

Turizmde ha keza, Rusya yı saymaz isek, yine bu ülkelerden gelenler.

Şimdi bu küresel salgında ve küresel ressesiyon korkusunda bizim gibi ekonomisi çok kırılgan bir ülkenin etkilenmemesi helede cari açığının giderek açık verdiği, işsizliğin yükseldiği, istihdam yaratamamazlığı hali ile mümkünmü? Umarım yanılırım…

Artı şu sorunlarda eklenince vay halimize!  Kürt sorunu, demokrasi sorununun çözülmeyişi, iç barışın “Yurtta Sulh”un sağlanamaması, Suriye ile savaş, Libya ile sorunlu ve de dahası…

Ha! Bitmedi, hele de ülke içerisinde mezhepçi davranan bir saray iktidarı ile mi sorunları çözmek…

Dünya da taa Orta Çağdan bu yana meshepçi davranan bir iktidar erkinin sorunları çözdüğünü gösterebilirmisiniz? Evet, kapitalist medeniyetin geldiği seviye (sizlik). Coronavirüsüne karşı önlemler konusuna gelince ; Türkiye deki iktidar ve muhalefette dahil bu virüsün ortadan kalkması için ugraşıyor görünüp temenni ve dileklerde bulunuyorlar, ya da vürüsü önlemeye çalışıyor yani ben böyle anlıyorum. Bence mesele virüsün önlenmesi çalışması değil; da ha çok insana yayılmasının önlenmesi olmalı. Oysa ki yapılması gereken bu virüsün daha çok insanlara yayılması için önlemler almak olmalı tıpkı Çin’in yaptığı gibi fosil yakıtla yani kömürle çalışan Termik santrallarler kaynakı hava kirliiğini azaltıcı önlemler alındı ve hava kiriliği aza düştü zira yapılması gereken bunların tamamen kapatılması gerekirdi, laboratuvarların sızma yapması önlendi mi bilemeyiz, herkes evine kapandı vb gibi, Fransa ve Almanya’ da buna benzer önlemler aldı, Fransa özel hastaneleri kamulaştırdı geçici süreliğine. Çin, Wuan kentindeki 5 G’leri yasakladımı bilmiyorum.

Bu Koronavirüsün akrabalarından olan Covid-19 nedir, nasıl oluşmuş, kim icaat etmiş, ana vatanı neresi, Çin mi vb gibi sorular haklı olarak soruluyor.

ABD, Çin’e sen yaptın bu küresel belayı derken; Çin’de sen bana bilinçli olarak bu virüsü bularak bulaştırdın diyor. Bunların böyle demelerinden haklı olarak ben de böyle dediğinize göre demek ki kapitalizmden her türlü melet çıkarmış diyorum ve ekliyorum; egonuz için yapamayacağınız yoktur.

Çin’in Wuhan kentinde çok gelişmiş laboratuarları olduğu biliniyor ve de daha çok geçmedi bundan birkaç yıl önce bu laboratuarlarda insan klonlaması yaptıkları biliniyordu hatta bazen tıp ahlakı deontolojisine uymuyorlardı. Bu şehirdeki laboratuarlarda şimdilerde Çin insan genleri üzerinden çalışmalar yapmaktadır.

Bu işlerin gizlilik arz eden yanlarını bizler bilemeyiz ki; ancak ve ancak bizden daha iyi bu konunun uzmanlarını da dinlemek gerekiyor, her denileni dinlemekten fayda var bilgimizin zenginleşmesi açısından.

Internette dolaşan bir video ve BREVET EP 1694 829 B1 sitesine girdiğimde 300 sayfalık bir belge ile 5 kişiden oluşan bir grup Covid -19’un yapılmasının, ortaya salınmasının Çin ile Fransa’nın bir protokol çerçevesinde yaptıklarını söylüyor ve yazıyor yer, zaman, kurum ve parmağı olan kişilerin adları ile birlikte. Bu virüsün bilerek yayıldığı ileri sürülüyor. Fransa Istitüleri PASTEUR ve INSERM bunun GİLETS JEUNES (SARI YELEKLİLER) tarafından bir komplo olduğunu ileri sürüyorlar ve bunlarda kendi argümanları ile açıklamaya çalışıyor. Herkes kendi argümanları ile konuyu anlatıyor.

Kim doğru, kim eğri? Ama ben kendi adıma bu kapitalist egocu, narsist para manyaklarının artı değer için yapmayacağı hiçbir şey yoktur diyorum ve ekliyorum; ASLA SİZE GÜVENEMEM!!!

Daha önceki salgın hastalıklar virüsü örneğin Sars virüsü vb gibi  sanki Covid- 19’dan daha mı az tehlikeli idi? Bence sermayedarların ve onların basın baronlarının korkusuna bakılırsa sermayedarlar şürekası uzak diyarlarda, sessiz yerlerde yer altı korunaklarına sığındıklarına göre durum vahim gibi görünüyor çünkü Covid -19 onları da vuruyor, öncekiler sermayedarları vurmadığı için bu kadar gürültü çıkarmıyorlardı onların basın baronları ve sözde ulus devletleri. Sağlık uzmanlarının demelerine bakılır ise üç beş kişinin bir araya gelmesi ve onların nefes alıp vermeleri Covid -19 salgınına yakalanmaya vesile olabiliyor. Bundan önceki salgın hastalıkları genellikle açları, yoksulları ve iyi beslenmeyenleri vuruyordu, hep “vur abalıya” idi. Sermayedarlarla ilk defa bu dünya da aynı kaderi paylaşmış olduk, ne mutlu bize; ama yine de onları az vuruyor çünkü her imkanları var. Abalının hali her zamanki gibi yaman.

İki aydan bu yana Koronavirüsten ölenlerin sayısı 10 bin küsur ve 200 binden fazla kişiye de bulaşmış durumda ve de giderek yenileri ekleniyor, son iki ayda yine kapitalist medeniyet(sizliği)in üretim pratiğinin yüzünden çoğunluğu ekonomik sebep  intihar edenlerin sayısı 190 bin. Sigaradan ölenlerin sayısı 800 bin, kanserden ölenlerin sayısı 1 milyon 460 bin, savaşlarda ölenlerin sayısı iki aylık bir istatistik bulamadım ama yüzlerce olduğu kesin, işkenceden ölenlerin sayısı da yine istatiksel bir bilgi elde edemedim ama yine onlarca belki, öldürülen kadın sayısı ha keza iki aylık bir bilanço yok, açlıktan ölenlerin sayısı bir milyon, cezaevlerinin kötü koşullarında ölenlerin sayısı yine en az onlarca olabilir bu iki aydan bu yana, yoksulluğun yarattığı hastalıklardan ölenlerin sayısı 2010 yılı için 52.8 milyon. Yapılan 2010 Küresel Hastalıkların Yükü araştırmasına göre 1 milyon insan açlıktan ölmüş iken kapitalist medeniyet(sizliği)in cilvesine bakınız aynı yıl obeziteden 3 milyon insan ölmüş. Evet, evet abartmıyorum en kapsamlı çalışma denilen bu 2010’da yapılan  Küresel Hastalıkların Yükü raporuna göre, tekrarlarsak, bu yılda 52,8 milyon insan hastalıklardan ölmüş. Hiç çıt yok çünkü sermayedarlara dokunmamış, bundan olsa gerek, başkaca ne olabilirdi ki?

Kapitalist medeniyet(sizliğin)in baronları ve ulus devletleri elinizi şöyle yıkayın böyle yıkayın diye dursunlar Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNİCEF, sabun ile ellerin yıkanmasının yeni tip Koronavirus covid-19 virüsünün yaygınlaşmasını önlediğini onaylarken, şu gerçeği de ekliyor Dünya genelinde %40 yani 3 milyar insanın ellerini su ve sabunla yıkayabileceği bir lavabosu bulunmamaktadır. Dünya genelinde ki okulların üçte birinde çocukların ellerini yıkayabileceği lavabo yok ve sağlık merkezlerinin yüzde 16’sında işlevsel tuvalet ve lavaboların bulunmadığına işaret ediliyor.

Healthcare Without Harm adlı sivil kuruluşun araştırmasına göre hava kirliliğinin yüksek olduğu yerlerde Sars kaynaklı ölümlerde artış var. Bu sivil kuruluşun araştırmasında Koronavirüs vaka sayılarıyla hava kirliliği arasında bağ olabileceğinin altı çiziliyor. Sars virüsü ölüm sayılarıyla doğrudan bir bağ ortaya konuldu. Sars virüsü Covid -19 virüsünün akrabalarından. Hava kirliliği yükseldikçe Sars virüsünden kaynaklanan ölümlerin de çoğaldığı görülüyor. Hava kirliliğinin az olduğu bölgelerde yüzde 4, hava kirliliğinin yüksek olduğu bölgelerde yüzde 7,5 hava kirliliğinin çok yüksek olduğu yerlerde yüzde 9 gibi ölüm sayısında artışların yaşandığı ortaya konuluyor.

Yalan mı toplu ve bireysel motorlu taşıt araçlarının havaya saldığı CO²’ler, (bu motorlu taşıt araçlarının trafik kazaları binlerce ölü -bu bir başka konuda olsa-), kömürle çalışan termik santraller, nükler santraller, kimyasal atıklar, Monsanto ve Beyer denilen, tarım ilaçları adı altında, tarımda kullanılan zehirli pesticitler ve yediğimiz besinlere karışıp bize dönenler, yer altına gömülen kimyasal artıklar vb gibi. Bitmedi, Dünyanın yüzde 20 oksijen deposu sayılan Amazon ormanlarındaki kapitalistlerin vahşice orman yok etmeleri mi diyelim saymakla bitmez… Bu gidişle bu para manyaklarının yüzünden, eğer önlem alınmaz ise, 2070’e kadar dünyanın yüzde 20 oksijen kaynağı yok olacak, Amazon ormanlarının yok edilmesi ile.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 7 milyon insan hava kirliliği nedeni ile ölüyor.

ABD’deki Stanford Üniversitesinden Prof. M. Burke Çin’in hava kirliliğini azaltma önlemlerinin sayesinde sadece Çin’de 50 ile 70 milyon kişinin erken ölümden kurtulmuş olabileceğini belirtti ve ölenlerden 20 kat fazla insan kurtuldu ve ekledi “ekonomi modelimizin sorunları ifşa oldu dedi”.

İnsani ve çevresel boyutu ile bu vahim durum orta yerde iken, peki ya ekonomik boyutu ne durumdadır?

Koronavirüs (Covid -19)un ekonomiye etkileri:

IMF’nin “şerisi”, bu kuruluşa aşk bağı ile bağlı eski IMF başkanı şimdi ise ECB başkanı bayan Lagarde’dan dinleyelim; hükümetlere çağrı yaparak eğer zamanında önlemler alınmaz ise dünya ekonomisine kayda değer ekonomik etkisi olacak.

Çeşitli ekonomiyi derecelendirme kuruluşlarına göre “(…) yaz aylarında ABD ve AB ekonomilerinde ressesyon yaşanabilir”.

ABD’li dev bankacılık kuruluşlarından J&P MORGAN Chase’a göre de küresel ressesyon yaşanabilir. ABD ve AB GSYİH Gayri safi yurt içi hasılası %3’ten fazla düşebilir…

BAYER ; “Virüsün yayılması AB ekonomik görünümü için büyük bir risk oluşturuyor ve keskin dalgalanmalar fırtına tablosuna katkı sağlıyor. Yüksek hisse senedi piyasaları ve petrol fiyatlarındaki keskin dalgalanmaların Avrupa ekonomisi için gittikçe artan fırtına tablosuna katkı sunar”.

IMF’den vde uyarı şöyle “İflaslar olacak, işten çıkarmalar artacak”.

Yine eskilerde olduğu gibi bu şımarık para babalarına ve sermayedarlar cephesine Fransa CB’nin açıkladığı gibi sosyal yardım denilen 300 milyarlık para sermayedarlara verilecek yoksullara da bir parmak bal ağza sürmek kalacak. Bu arada, verilerden hareketle, eğer yanılmaz isem Favipiravir adlı antiviral bir ilaç geliştirilip 9 dolar karşılığı piyasaya sürülecek gibi görünüyor? Tabi bu arada vergi vermeyen, vergi cenneti denilen devletlere vergi kaçıran sermayedarlarda sözüm ona ulus devletlerin verdiği paraları iflasları önleme adı altında, eğer tabir yerinde ise, “malı” çoktan götürmüş olacaklar.

Kapitalist üretim ve tüketim anlayışından “vakitlice çıkılmaz ise” insanlığı ve doğayı daha da büyük felaketler bekliyor.

Corid-19’un Türk ekonomisine etkisine gelince;

Akşamdan “Türk insanına Koronavirüs bulaşmaz” diyen yetkili ağızlar sabah kalktığında bu küresel salgın vaka haberleri ile karşılaşıyorlar.

Ekonomik alışverişini ve turizm akışını en çok Covid -19 virüsünün olduğu devletlerle yapan bir ülkenin ne kadarda “Türk” olsanız etkilenmemesi mümkün mü?

Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler sırası ile dolar bazından

Çin 17 Milyar,

Almanya 15 Milyar,

ABD 8 Milyar,

İran 5 Milyar,

Fransa 5 Milyar,

İsviçre 5 Milyar,

Güney Kore 4 Milyar.

Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler yine dolar bazından

Almanya 7 Milyar 221 Milyon,

İngiltere Birleşik Krallık 4 Milyar 568 Milyon,

İtalya 4 Milyar 255 Milyon,

İspanya 3 Milyar 12 Milyon,

Irak 4 Milyar 614 Milyon,

ABD 4 Milyar 427 Milyon,

Fransa 3 Milyar 212 Milyon,

Hollanda 1 Milyar 754 Milyon,

Belçika 1 Milyar 541 Milyon,

İsrail 1 Milyar 626 Milyon.

Turizmde ha keza, Rusya’yı saymaz isek, yine bu ülkelerden gelenler.

Şimdi bu küresel salgında ve küresel resesyon korkusunda bizim gibi ekonomisi çok kırılgan bir ülkenin etkilenmemesi hele de cari açığının giderek açık verdiği, işsizliğin yükseldiği, istihdam yaratamamazlığı hali ile mümkün mü? Umarım yanılırım…

Artı şu sorunlar da eklenince vay halimize!  Kürt sorunu, demokrasi sorununun çözülmeyişi, iç barışın “Yurtta Sulh”un sağlanamaması, Suriye ile savaş, Libya ile sorunlu ve de dahası…

Ha! Bitmedi, hele de ülke içerisinde mezhepçi davranan bir saray iktidarı ile mi sorunları çözmek…

Dünya da taa Orta Çağdan bu yana mezhepçi davranan bir iktidar erkinin sorunları çözdüğünü gösterebilir misiniz? Evet, kapitalist medeniyetin geldiği seviye(sizlik).

Koronavirüse karşı önlemler konusuna gelince; Türkiye’deki iktidar ve muhalefette dahil bu virüsün ortadan kalkması için uğraşıyor görünüp temenni ve dileklerde bulunuyorlar ya da virüsü önlemeye çalışıyor yani ben böyle anlıyorum. Bence mesele virüsün önlenmesi çalışması değil; da ha çok insana yayılmasının önlenmesi olmalı. Oysa ki yapılması gereken bu virüsün daha çok insanlara yayılması için önlemler almak olmalı tıpkı Çin’in yaptığı gibi fosil yakıtla yani kömürle çalışan Termik santraller kaynaklı hava kirliğini azaltıcı önlemler alındı ve hava kirililiği aza düştü zira yapılması gereken bunların tamamen kapatılması gerekirdi, laboratuvarların sızma yapması önlendi mi bilemeyiz, herkes evine kapandı vb gibi, Fransa ve Almanya’ da buna benzer önlemler aldı, Fransa özel hastaneleri kamulaştırdı geçici süreliğine. Çin, Wuhan kentindeki 5 G’leri yasakladı mı bilmiyorum.

18/03/2020

Exit mobile version