Site icon Rojnameya Newroz

KOBANİ DAVASI: “Mesele Kürt meselesi, birbirimizi kandırmayalım”

Kobanî davasının 11. duruşmasının dördüncü oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonundaki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel , HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 kişi yargılanıyor.

Bugünkü oturuma, tutuklu siyasetçilerin yakınları, HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Abdullah Koç, Ankara il ve ilçe yöneticileri ile dava avukatları katıldı. Sincan Cezaevinde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunanlar SEGBİS aracılığıyla bağlandı. Bir kısım siyasetçiler ise duruşmaya mazeret bildirerek katılmadı.

Mahkemeye sunulan mazeretlerin okunmasıyla başlayan duruşmada mahkeme başkanı, önceki dönem HDP Parti Sözcüsü Günay Kubilay’ın mahkemenin reddi talebini, duruşmayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle reddetti. 

“Niye kendinizi temize çıkarmıyorsunuz?”

Önceki mahkeme başkanının bir suç örgütünün ikinci ismi olduğu iddiasıyla hakkında soruşturma başlatıldığını ve ev hapsi aldığını ifade eden dava avukatlarından Veysi Eski, “Mahkeme başkanı ise davanın durdurulması talebini, ‘Salondaki herkes hakkında soruşturma başlatılabilir, herkes suç işleyebilir.’ diyerek reddetti. Bahtiyar Bey’in tavrını KCK yargılamalarındaki Ali Alçık’ın tavırlarına benzettim. Çünkü ondaki özgüven farklı olduğunu ortaya seriyordu. Müvekkillerimizi konuşturmayan, bizi burada konuşturmayan kişi bir örgütün ikinci kişisi olmakla itham ediliyor şimdi…” dedi.

Mahkeme başkanına “Yapılan tüm hukuksuzlukların nedeni böyle bir suç yapılanmasının içinde olduğu iddia edilen kişiden kaynaklı olamaz mı?” diye soran Eski, şunları ifade etti:

“Siz niye kendinizi temize çıkarmıyorsunuz? Yargılamanın yenilenmesine neden olabilecek bir durum açığa çıkmış. Masumiyet karinesi var ona bir şey demiyorum. Velev ki müvekkillerimiz ceza aldı ve Bahtiyar Bey de ceza aldı. Hükme katılan birinin ceza alması, cezanın bozulma nedenidir.” 

Mahkemeye: “Ben yaptım oldu, dediniz”

Avukat Eski, mahkeme heyetinin ikisine ulaşılamayan, biri vefat eden tanıkların ifadelerinin alınmasından vazgeçtiğini hatırlatarak, “Üç kişinin emniyet ifadesini burada tanık ifadesi olarak okudunuz. Sonra dönüp, ben yaptım oldu, dediniz. Tanık nasıl dinlenir biz mi öğretelim size? Emniyetteki ifade sadece bilgi almadır, tanık değildir. Ama siz bunu yaptınız ve oldu. Gizli tanık ABC123. Eskiden emniyet de gizli tanık isimlerinde daha yaratıcı oluyordu artık onlar da takmıyor. Savcı müneccim mi? Siz gizli tanığı dinlerken, isim isim fotoğraflarla müvekkillerimizin teşhisini yapmışsınız ama aynı zamanda ifadelerini okuyorum güncel süreci değerlendiriyor. Tam da Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini söylüyorlar” şeklinde konuştu.

Mevzu Kürtlere geldiğinde işin her zaman başka yerlere gittiğinin altını çizen Eski, “FETÖ soruşturmalarından sonra orada oturan yüzlerce hakim ve savcı yargılandı, hüküm aldı. Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılananlar, hakim ve savcıların FETÖ’cü çıkmasıyla yeniden yargılandı ve beraat etti. KCK davalarını yürütenler de örgüt üyesi çıktı, hükümler verdi. Ama FETÖ’nün hükmü Kürtler açısından devam etti. Mesele Kürt meselesi. Birbirimizi kandırmayalım.” diye konuştu.

“IŞİD barbarlığına karşı çıkması suç mu?”

Müvekkili Ahmet Türk’ün barışa yönelik girişimlerine dikkat çeken Eski, Abdullah Öcalan’ın Çözüm Sürecinde hükümete yönelik, “Bir yasa çıkarın kendinizi ve bizi güvenceye alın.” sözlerini hatırlattı. 6551 Sayılı Yasanın çıkarıldığını ancak yalnızca devleti koruduğunu ifade eden Eski, Kobanî sürecindeki devlet desteğine dikkat çekti. Eski, “Müvekkilimin IŞİD barbarlığına karşı çıkması ve dayanışması suç mu? Siz bunu yargılıyorsunuz. Siyasetin tüm enstrümanlarını elinden alır ve siyaseti bu salonlara tıkarsanız barışı nasıl getirebiliriz?” diye sordu.

Tutuklu yargılanan siyasetçilerin Çözüm Sürecine dair dava dosyasında yer alan ifadelerini inkar etmediğinin, barış için Kandil’e gittiklerinin altını çizen Eski, “6551 Sayılı Yasa bu soruşturmaya engeldir. Ama siz basın açıklamalarını ve konuşmaları doldurmuş, kendinizce bomboş bir iddianame hazırlamışsınız. Siyaset hukuk üzerinde bir vesayet enstrümanı olarak kullanılıyor, siz bunun aracı oluyorsunuz” dedi.

“Bu durum yeniden yargılama nedeni”

Eski mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak’ı kastederek, “Olmayan bir figüre inanan kişinin muhakeme yeteneği olabilir mi?” diyen Eski, ekledi: “Muhakeme yeteneği olmayan biri hakim olabilir mi? Saçma sapan bir şeye inanan bir kişi onlarca siyasetçiyi yargıladı. Bahtiyar Bey, herhangi biri değildi. O kararları veren, iddianameyi kabul eden, istediğine söz veren Bahtiyar Bey’di. Siz bunda sorun görmüyorsunuz. Siz bunda sorun görmüyorsanız o zaman biz sizde sorun görürüz. Derdimiz bir itibar suikastı yapmak değil ama ortaya saçılan şeyleri görmüyor musunuz? Bu durum yeniden yargılama nedeni. Yargılıyormuş gibi yapmayın.”

Ara karar kuran veren mahkeme heyeti, 4 Nisan’da görülecek duruşma oturumunda itirafçı Sami Baran’ın, 5 Nisan’da da Kerem Gökalp’in dinlenmesine karar verdi. (AS) BİANET

Exit mobile version