Site icon Rojnameya Newroz

İRONİ Yazıda; HİCİV (SATIRE) Şiirde; ve SATIRIQUE Karikatür’de; BU YERGİLİ ANLATIMLARIN TARİHÇESİ ve ANLAMLARI-2

Latin kaynaklarına göre Satire anlatımını yaratan Caius Lucilius MÖ 180 ya da 148 Lucilius olarak da anılan İtalya’nın güneyinden Sicilya’ya kadar yayılan büyük topraklara sahip olan bir aileden gelme bir şair olduğu belirtilmekte. Satirin yani yergili analtımın Latin kültüründe, uygarlığında çok önemli bir yeri vardır. Lucilius, Sénatoriale ( seçkin ve zengin yöneticiler sınıfı anlamında), Chevalier (atlı ve o dönemin en iyi silahları ile donatılmış atlı süvariler) askeri birliklerinde kalarak kariyerini yükseltmeyi istemez ve de Cursus Honorum (Askeri kariyer nişanı)’ u reddederek topraklarıyla ilgilenmeyi yeğler. Cursus Honorum’u kabul etmek Antik Roma’nın organı Magistrature’e girmeye hak kazanmak demekti. Magistrature Antik Roma’nın Anayasası’nın yüksek hakimler kurumunu teşkil ediyordu. Numance (Numantia)’a karşı savaşmayı da reddederek topraklarında kalır ve o zamanın yazarları ve satire şiir yazanlar ile tanışır ve de kendisini de satire sanatı dalında geliştirerek kesin olarak bilinmemekle otuz kitapta toplanan 1378 şiir yazar. Yazdığı şiirler Latince’nin İtalya kolu dili ile yazıldığı için bugün bu dil ölü diller arasındadır. Latin kökenli Satire şiirler yazan birçok şair vardır. Grek ve Latin literatüründe ve hatta Persler de satire şiirler yazan şairler vardır ki İranlıların Greklerle ilişkileri uzun bir dönem olmuştur, satireli anlatım öteden beri var olarak günümüze kadar gelmiştir. 16.yy.dan sonra da karikatür alanında satirique sanatı başlayarak gelişme göstermiştir. Her türlü baskı ve ‘kelle uçurmalara’ rağmen bu satirique sanat devam etmiştir. Bugün Latin kökenli halklarda satirique sanatı kabul görerek bu halklarda içselleşmiştir. Sadece Fransa’da 4 milyon insanın sokağa dökülmesi bundandır sanırım ve de satirique gazetenin şu sıralar on milyona doğru satış yapması …“Zaten kapitalist sistem bizi gülmez hale getirmiş”, [Avrupa toplumlarında insanların suratları asıktır, ki bu nedenle dışardan bunları güldüren araçlara ihtiyaç vardır herhalde. Yazarın notu- fk.], “ki hiç değilse bu gırgır gazetelerine bakarak en azından biraz gülebiliyoruz” bir Fransız arkadaşımın dediği gibi…

Bu konuya kafa yorarak kütüphanede ve imkanlarımın dahilinde bir araştırma yaptım. Türkçe kaynaklara da bakarak özellikle Fransızca kaynaklardan peygamberlerin temsili resimlerinin verilmesi 16.yy.dan sonra yasaklanmış; fakat bu tarihten önce varmış ve de çeşitli kutsal ve antik mekanlarda bu resimler varmış. Osmanlılarda da dahi olduğu belirtilmekte. Türkiye’de olduğu gibi resmi tarih önceleri Türk-İslam şimdilerde İslam-Türk; Batıda da ‘özgür üniversite’ alanları içerisinde değildir, yanlıdır, ben merkezcidir, Örö-Merkezcidir… Bu nedenle bazı veriler bilimsel midir, değil midir ben bu konuyu doğru analizler yapan F. Başkaya’lara, T. Demirer’lere T,Timur, O. Tiftikçi S. Amin, S. Özbudun, M. Bayraktar ve hepsinin burada adlarını belirtmediğim yazarlara bırakıyorum! Yine bu kaynaklara göre Yahudilerin Tanrısı YAHVE’nin temsili resminin, Karikatür değil ki karikatür farklı bir durum yazının ilerleyen bölümünde konuyu karikatür olayını daha da elimden geldiğince izah etmeye çalışacağım, yapılmaması Yahudilerde varmış ve de bu alışkanlık Müslümanlara Yahudilikten geçmiş. Yani Yahudilerde Tanrıları YAHVE’nin temsili resmini yapmıyorlarmış aynı Müslümanlarda olduğu gibi fakat Peygamberlerinin David, Habbacuq Samuel vbg temsili resimlerini yapıyorlarmış. Hıristiyanlar da yaradan Trinité yani üç aziz ulu kişi Fransızcası Père-Fils- Saint Esprit (Baba- oğul -Aziz ruh) şeklinde’dir ve Hıristiyanların kutsal mekanlarını gezenler bilirler Saint Esprit bir çeşit Colombe (Güvercin) biçiminde temsili resim ile temsil edilmiştir. Bu Güvercin resminin mecazi anlamı, Hıristiyanlıkta saf, temiz anlamındadır da. Fils yani İsa peygamber, ki zaten İsa’nın temsili resimleri vardır. Budizm ve benzeri dinlerde zaten Buda yol gösteren, aydınlanmacı, ışık saçan anlamındadır, heykelleri vardır(…) Müslümanlara göre Müslümanlıkta ne Yaradan’ın ne de Peygamber’in temsili resmi yokmuş, yoktur da. Fransız kaynaklara göre Osmanlılarda 16. yüzyıla kadar Müslüman Peygamberinin temsili resmi varmış. Tabi Müslümanlıkta hiçbir zaman Yaradanın temsili resmi yoktur. Dünyada yirmi milyondan fazla olan ve Türkiye’de asli unsurlardan olan Alevi dininde de Alevi yazarlarının birçoğu kendilerini farklı ve apayrı bir din olarak görüyorlar, Peygamberlerinin temsili resimleri vardır. Ortadoğu coğrafyasının asli unsuru Ezidi inancının da bu konuda ne dediğini yazmaz isek haksızlık etmiş oluruz. Ezidiler de [1]Horoz’la temsilleştiriyorlar. Bir din, Saint Esprit’ yi Colombe’la resimleştirip, simgeliyorsa; neden olmasın başka birini de horozla simgeleştirme…

-devam edecek-

Dipnot:

[1] MİDER (Midyat Kültür, Sanat, Çevre ve Yardımlaşma Derneği) 2004

 

Exit mobile version