İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildiği gün olan 10 Aralık, “Dünya İnsan Hakları Günü” olarak, günü içine alan hafta da “İnsan Hakları Haftası” olarak kabul ediliyor.
14 Haziran 2018 tarihinde İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar’ın yaşadıkları. Emine Şenyaşar, işyerlerinde başlayan ve hastanede devam eden katliamda 2 oğlunu ve eşini yitirdi. Emine Şenyaşar kaybettiği yakınları için yas bile tutamadan oğlu Fadıl Şenyaşar cezaevine fail olarak gönderildi.
Kardeşlerini korurken yaralanan Fadıl Şenyaşar’a yapılan işyeri yargılamasında 37 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Yaralı olarak kaldırıldıkları Suruç Devlet Hastanesi’nde katledilen Esvet, Celal ve Adil Şenyaşar’a dair ise, 4 yıl 4 ay sonra açılan davanın ilk duruşması 17 Ocak 2023 tarihinde Malatya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Emine Şenyaşar, katliamdan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar ile 641 gündür Urfa Adliyesi önünde, adil bir yargı ve kardeşlerini korurken tutuklanan oğlunun serbest bırakılması talebi ile Adalet Nöbeti tutuyor. Nöbet boyunca Emine Şenyaşar’ın taleplerini karşılama noktasında bir adım dahi atılmazken, şimdiye kadar hakkında 15 soruşturma açıldı, bunların 6’sı davaya dönüştü. Bu davaların 2 tanesi de İnsan Hakları Haftası’nda yer alan 6 Aralık günü tebliğ edildi. Zamana yayılan 15 soruşturmadan 2’si ise İnsan Hakları haftası denen günlerde açıldı.
Açılan soruşturma ve davalara dair konuşan aile avukatlarından Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Mehmet Ali Aslan, soruşturmaların hepsinin “adalet talebi direnişi döneminde” açıldığını söyledi.
Emine Şenyaşar’a son açılan 2 kovuşturma ile birlikte 15 soruşturmadan toplamda 6 dava açıldığını, açılan soruşturma ve kovuşturmaların İbrahim Halil Yıldız’a karşı edildiği iddia edilen hakaretlerden oluştuğunu söyleyen Aslan, “Emine Şenyaşar 641 gündür adliye önünde. Bu başlatılan soruşturmaların tamamı Emine Şenyaşar’ın adliye içinde geçirdiği zaman zarfı içindeki soruşturmalar. Bu soruşturmalarla Emine Şenyaşar’ın başlatmış olduğu adalet mücadelesini sekteye uğratma çabası olduğunu görmekteyiz” diye konuştu.
Soruşturmaların içeriğinin büyük çoğunluğunun İbrahim Halil Yıldız’ın kamu görevini yaparken, görevi sırasında kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle açıldığını belirten Aslan, “Ancak iddianamelere baktığımız zaman İbrahim Halil Yıldız’ın bir kamu görevlisi olarak nasıl bir kamu görevi ifa ettiğine dair iddianamelerde bir ibare olmadığını görmekteyiz. Sadece bir milletvekili ve kamu görevlisi olması nedeniyle kendisine karşı söylendiği iddia edilen sözlerin hakaret içeriği barındırdığı ve bu sözlerinde İbrahim Halil Yıldız’ın görevi nedeniyle söylendiği iddia edilmektedir. Bu yönüyle bakıldığında dosyalarda, iddianamelerde belirttiğimiz üzere hangi fiilden dolayı bu sözlerin söylendiği ibaresi söz konusu değildir” ifadelerinde bulundu.
Açılan davaların İbrahim Halil Yıldız’ın Haziran 2018’de seçim çalışması yürütürken yakınları, korumaları ve akrabaları ile Şenyaşar ailesine saldırarak 3 kişinin ölmesi olayına bağlı olduğunu söyleyen Aslan, “Özetle bu soruşturmalarda İbrahim Halil Yıldız kamu görevini ifa ettiği nedeniyle kendisine hakaret edildiği yönünde bir değerlendirme yapılıyorsa, bunun dayanağı Yıldız’ın akraba ve korumalarının Şenyaşar ailesine yapmış olduğu bu eylem neticesinde 3 kişinin ölmesi sonucu ortaya çıkan fiildir. Bu durumda kabul edileceği üzere bir kamu görevlisinin yapacağı bir fiil ya da eylem değildir” şeklinde konuştu.
Bu nedenle Emine Şenyaşar hakkında başlatılan soruşturmaların hukuksuz olduğunu ifade eden Aslan, “Ailenin yapmış olduğu eylem bu şekilde sekteye uğratılmaya çalışılmaktadır. Tesadüf müdür? bilemiyoruz ama bu iddianameler 10 Aralık İnsan Hakları Haftası’na girdiğimiz bir süreçte aileye tebliğ edildi” dedi. (MA)