Site icon Rojnameya Newroz

İBB’de Kürtçeyi görmezden geldi: 8 dilli levhasında Kürtçe yok

İBB’nin 8 dilli levhasında Kürtçe yok

İBB’nin 8 dilli levhasında Kürtçe yok

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı, Beyoğlu’na bağlı Okmeydanı’nda bulunan Anadolu Parkı’nda faaliyete soktuğu tuvaletlerde, kadın-erkek lavabolarını ayırt etmek için 8 dilde levha astı. Türkçe, Çince, İngilizce ve İspanyolcanın da yer aldığı levhada, Kürtçeye yer verilmemesi dikkati çekti. Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı bölgede Kürtçeye yer verilmemesi mahalle sakinlerinin tepkisine neden oldu. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Beyoğlu İlçe Örgütü yöneticisi olan mahalle sakinlerinden Yusuf Gülen, birçok kişinin söz konusu duruma karşı rahatsızlıklarını kendileriyle paylaştığını aktardı.  Kürtlerin İBB tarafından görmemezlikten gelindiğine dikkati çeken Gülen, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kürt oylarıyla seçildiğini ve herkesin bunun bilincinde olduğunu kaydetti. Gülen, Okmeydanı’nda çok az sayıda Çin, Rusya, Moğolistan ve diğer ülkelerden yurttaşlar olduğunu, buna karşı binlerce Kürt’ün burada yaşadığını ifade etti. Gülen, “Böyle bir yerde Kürtçeye yer verilmedi. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bir an önce bu yanlıştan vazgeçilmeli” dedi.

“Çinceyi koydunuz da niye Kürtçeyi koymuyorsunuz?” diye soran Gülen, şunları söyledi: “Sen sözde muhalefet partisinin belediye başkanısın. İktidar gibi düşünemezsin. İktidar bir sürü belediyemizi gasp edip tabelalarımızı yırttı. O zaman sen onunla aynı zihniyettesin. Bu kabul edilemez.”

Kürt olmadığını ancak yasaklarla yok edilmek istenen bir dilin görünmesi için mücadele verdiğini vurgulayan Gülen, “Dili, dini, ırkı ne olursa olsun ezilen sınıf veya halk varsa biz her zaman onun yanında olduk. 72 millete aynı gözle bakıyoruz. Kürtler yıllardır bu ülkede ezilmiş, hor görülmüştür. Dilleri yasaklanmıştır. Bu yüzden de Kürt halkına destek veriyoruz. Yarın Çerkezlerin bir derdi olursa onun yanında olacağız. Haksızlığın karşısında olmak bizim yapımızda var” ifadelerini kullandı.

Kürtçenin kamusal alanda olmadığına dikkati çeken mahalle sakini Şükrü Özman, engeller ve yasaklar nedeniyle Kürtçenin gelişmediğini söyledi. Özman, “Şimdi gidip bir yere ismimi Kürtçe yazsam silerler. Dil çok önemlidir. Hayatımızda Kürtçeye yer vermeliyiz. Dilimizi yok ettiler, yasakladılar. Bölgede belediyelerimizin, bakkallarımızın üstüne Kürtçe ile yazı yazdığımızda gelip siliyorlar. Buna karşı mücadele etmeliyiz” diye kaydetti.

İBB’nin de mevcut politikalarından korktuğunu ifade eden Özman, “Birbirlerinden farkları yoktur. Bugün başkan olmuş olabilir ancak yarın Cumhurbaşkanı olursa aynı şeyi yapar. Çünkü bu bir yasadır. Bu rejim değişmedikçe bu sorunlar bitmeyecektir” dedi. Özman, tüm halkların kültür ve sanatlarının engellenmemesi gerektiğini ve buna karşı mücadele verilmesi gerektiğini vurguladı.

Belediyenin Kürtçeye yer vermemesini “Kürt halkına karşı yapılmış haksızlık” olarak değerlendiren Hayriye Demir, “Biz de herkes gibi kendi dilimiz ile konuşmak istiyoruz. Tuvaletin üzerine de Kürtçe yazılmalı. Türkçe, Farsça ve Arapçaya yer veriyorlar ama Kürtçeye yer vermiyorlar. Biz de hakkımızı istiyoruz” şeklinde tepkisini dile getirdi. Kürtçenin kamusal alanda yer almasını istediklerini belirten Demir, “Bize boyun eğdirmek istiyorlar. Suriye’de Kürtlerin üzerine bomba atıyorlar. Buna hakları var mı?” diye kaydetti.

Kürtçeye yer verilmemesine dair mikrofon uzattığımız ancak, “Bu hükümetin ne yapacağını bilmiyoruz” sözleriyle haberde soyadının yazılmasını istemeyen Zeynel adındaki bir yurttaş ise, Kürtçeye yer verilmemesini fark etmediğini ifade etti. Söz konusu durumu İBB’ye soracağını aktaran Zeynel, belediyenin bu ayrımı yaparak büyük bir hata içerisinde olduğunu kaydetti. Kürtçeye de yer verilmesi gerektiğinin altını çizen Zeynel, “Onlar da bu vatanın çocuklar değil mi? Hep birlikte burada yaşıyoruz. Ben de Aleviyim ne var bunda? Ben hem Türküm hem Kürdüm hem Aleviyim hem Lazım hem Zazayım. Ben her milletim” şeklinde konuştu.

Kürtçeye dönük özel bir ayrımcılık olduğuna inanmadığını söyleyen Zeynel, “Onlar da Türkçeyi biliyor. Bu nedenle konulmamış olabilir. Ama yazılacaksa da yazılsın. Bunda da bir sorun görmüyorum. Herkes görevini yerine getirsin” diye kaydetti. (MA)

Exit mobile version