2020 yılında dünya üzerinde çevresel yıkım, ırkçılık, yolsuzluk ve hak ihlallerine karşı mücadele yürüten en az 331 aktivist katledildi.
2020 yılında, 25 ülkede en az 331 insan hakları savunucusu katledildi. Sosyal, çevresel, ırksal ve cinsiyet adaletini savunan çok sayıda aktivist ise yürüttükleri çalışmalardan dolayı göz altına alındı, dayak yedi ya da suçlu bulundu.
İnsan hakları savunucularının yüzde 75’inden daha fazlası dünyanın en tehlikeli kıtası olarak bilinen Latin Amerika’da katledildi. Çevreyi, toprağı ya da insan haklarını savunmanın en zor olduğu ülkeler olan Latin Amerika ülkelerinde geçtiğimiz yıllarda da bu tarz birçok cinayet kaydedilmişti.
2016 yılında imzalanan barış antlaşmasına rağmen şiddetin dinmediği, aktivistlerin sürekli olarak çeteler tarafından saldırıya uğradığı Kolombiya’da 2020 yılında 177 hak savunucusu katledildi. Hak savunucuları için 25 cinayetle en ölümcül ikinci ülke Filipinler oldu. Filipinler’i sırasıyla Honduras, Meksika, Afganistan, Brezilya ve Guatemala takip etti.
Salı günü Front Line Defenders (FLD) tarafından yayımlanan rapora göre, 2020 yılında öldürülen aktivistlerin yüzde 69’unun çevreyi ve yerli halkların hakkını savunuyordu. Ayrıca raporda öldürülen aktivistlerin yaşadıkları bölgelerde Covid-19 salgınıyla mücadelede önemli görevler aldıkları ve bunu yaparken hedef oldukları belirtildi.
Birçok ülke geçtiğimiz yıl pandeminin yayılmasını durdurmak için kısıtlayıcı önlemler alırken, hak savunucuları hükümetlerin yerine getiremedikleri önemli ihtiyaçları (Kişisel koruyucu donanım, yemek vb) toplumlara ulaştırmak için mücadele yürüttüler. Bu çabalarına rağmen hak savuncuları saldırılara, gözlatılara ve cinayetlere maruz kaldılar.
FLD’nin yöneticilerin biri olan Ed O’Donova, pandeminin toplumlarda birçok soruna neden olduğunu söylerken, ‘Tüm bunların izi şeffaflık ve hesap veremeyi aforoz eden yönetici elitlerin bulunduğu bir yozlaşmış ve demokratik olmayan sisteme kadar sürülebilir’ ifadelerini kullandı.
Ayrıca 2020 yılında 20 hak savunucu hükümetlerin yolsuzluklarıyla mücadele ettikleri için katledildi.
Yerliler dünya nüfusunun sadece yüzde 6’sını oluştururken, katledilen 331 aktivistin 3’te biri yerliydi.
Katledilen hak savunucuları arasında evinin yakındaki kömür madeninin genişletilmesine karşı mücadele eden Güney Afrikalı Fikile Ntshangase de bulunuyor.
Öldürülen hak savuncuların yüzde 13’ü kadınken, 6’sı LGBTİ aktivistiydi.
Pandemi 2019 yılında hız kazan bazı protesto gösteilerinin durmasına neden olurken, hak savunucuları 2020 yılının ikinci yarısından itibaren bu eylemlerin tekrar organize olmasına yardımcı oldu. Aktivistler Polonya’da kürtaj hakkı için savaşırken, Bulgaristan’da hükümetin yolsuzluklarına karşı mücadele yürüttüler. ABD’de ırkçılık karşıtı eylemlerde ve Hong Kong’daki demokrasi protestolarında da yine hak savuncuları ön saftaydılar.
2019 yılında 31 ülkede 304 hak savunucusu katledilirken, geçtiğimiz yıl ülke sayısının 25’e düşmesine rağmen cinayet sayısında artış kaydedildi. FLD yöneticisi O’Donovan bunun nedeni olarak cezasızlığı işaret ediyor. O’Donovan Afganistan, Kolombiya ve Peru’yu cinayetlerdeki artıştan sorumlu tutarken, ‘Cezasızlık nedeniyle hak savunucuları her zaman risk altında’ dedi.
‘2018 yılında 1 cinayetin işlendiği Peru’da 2020 yılında öldürülen 8 hak savuncusunun 6’sı yerliydi. Toprakları ve hakları için mücadele eden bu yerliler uzak bölgelerde yaşıyorlardı ve devlet yetkilileri yaşadıkları topraklardaki doğal kaynakları kontrol etmek istiyorlardı’ diyen O’Donovan Kolombiya’da ise silahlı çetelerin aktivistlerin yaşamını tehdit etmeye devam ettiği açıklamasında bulundu.
FLD’nin raporunda ayrıca Çin ve Hindistan’a da dikkat çekildi. Çin’in müslüman azınlık olan Uygurlara karşı ciddi suçlar işlediği ifade edilirken, gözaltına ölen Uygurlu aktivist Tursun Kaliolla’nın ölümünden Çin polisi sorumlu tutuldu.