İşkenceyle gündeme gelen Timoq köyünde tutuklanan 80 yaşındaki Beşiri Yıldırım’ın eşi Mahbet Yıldırım, “Eşimin hiçbir suçu yok. 80 yaşında birinin cezaevinde ne işi var?” diyerek, serbest bırakılmasını istedi.
Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Timoq (Gümüşörgü) köyüne 31 Mart’ta askerler Mişrîta (Yedibölük) Kêl Hezna (Kel Hasan ) ve Elqîs (Belkıs) köylerini de kapsayan askeri operasyon başlattı. Askeri operasyon 20’nci gününde devam ederken, operasyon kapsamında eş zamanlı olarak birçok eve de baskın düzenlendi. Ev baskınlarında 15 kişi darp edilerek gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 3 kişi tutuklandı. 36 hanelik Timoq köyünde 20 gündür yurttaşların yalnızca hastane ve temel ihtiyaçları için köyden çıkışlarına izin veriliyor. Köyde ikameti olmayan kimse hala köye alınmıyor.
Gözaltına alınıp tutuklananlar arasında 80 yaşındaki bronşit hastası Beşir Yıldırım da bulunuyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Eylem Akdağ-Fethi Balaman’a konuşan Yıldırım’ın eşi 80 yaşındaki Mahbet Yıldırım, “80 yaşında cezaevinde ne işi var?” diye sorarak, eşinin serbest bırakılmasını istedi.
’80 YAŞINDA, CEZAEVİNDE NE İŞİ VAR?’
Yıldırım, 1993’te köy yakmaları sürecinde köylerinden çıkmak zorunda kaldıklarını ve 3 yıl Kahveci köyünde yaşadıktan sonra 1996 yılında köylerine geri döndüklerini anlattı. 31 Mart Perşembe günü köylerine yüzlerce askerin geldiğini anlatan Yıldırım, “Köyde iki yaşlıydık. Askerler köyün her yerini sarmışlardı. Hiç suçumuz yokken köyümüze gelip bize bunu yaptılar. O süreç içerisinde haksız yere eşimi de iki defa gözaltına aldılar. Üçüncüsünde tutukladılar. 80 yaşında birinin cezaevinde ne işi var? Oruçludur, bu haliyle cezaevine götürdüler. Bir suçu olsa neyse ama bir suçu yoktu” ifadelerini kullandı.
‘ONU ALDILAR, BENİ YALNIZ BIRAKTILAR’
Köyde eşiyle birlikte iki ineklerinin olduğunu ve yaşamlarını böyle sürdürdüklerini belirten Yıldırım, “2 inek sahiplenmiştik. Onlara bakıp geçimimizi sağlıyorduk. Eşim tutuklanınca ineklerimi de çok ucuza sattım. Çünkü bakamıyordum. Biz iki yaşlı ve hastayız. Hiçbir suçumuz yok. Eşimin hiçbir suçu yok, hiçbir şey yapmadı. Onu aldılar, beni de 3 gündür yalnız bıraktılar. 3 gün boyunca ağladım. Ben de hastayım, kendi ekmeğimi bile yapamıyorum” diye konuştu.
Sağlık sorunları nedeniyle hastaneye daha rahat gidebilmek için bir hafta önce köyden çıkmak zorunda kaldığını kaydeden Yıldırım, “Komutana ‘Evimi götürmemişim, hastaneye gidiyorum. Benim evim orada ve dolu eşyam var içeride, gidip geliyorum’ dedim köyden çıktım. Akciğer, böbrek hastalıklarım var. Biz yaşlı insanlarız, sağlık durumumuz iyi değil” diye kaydetti.
‘SERBEST BIRAKSINLAR, KÖYÜMÜZE DÖNELİM’
Eşinin birçok hastalığının olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Eşim çok hasta ve yaşlı. Bronşiti var. Bazen başı dönüyor. Bir suçu yok. Eşimin serbest bırakılmasını ve köyüme geri dönmek istiyorum. Köyümün bir yudum suyu bile bana çok güzel. Biz yaşlıyız diye çocuklarım onlarla yaşamamızı istiyordu. Köyüm için, köyümün suyu için gitmiyordum. ‘Bize yapamazsınız gelin’ diyorlardı, ama biz köyümüzü çok seviyoruz. Eşimi içeri attılar, beni de öylece bıraktılar. Bu yapılanlar haksızlık” şeklinde konuştu.
Timoq köyü sakini Yahya Karabaş da operasyon kapsamında gözaltına alınmış 4 gün boyunca askerler tarafından başına poşet geçirilerek işkence görmüştü. Serbest bırakılan Karabaş, 11 Nisan’da 3’üncü kez “soruşturma dosyasında yeni delil bulunduğu” iddiasıyla yeniden gözaltına alınmış ve çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından “Ruhsatsız silah bulundurma”, evinin yakınında bulunan patlayıcı maddelerden kaynaklı “Patlayıcı madde bulundurma ve temin etme” ile “Örgüt üyeliği” suçlamalarıyla tutuklanmıştı.
Gazete Davul