Site icon Rojnameya Newroz

GELECEĞİNİ SAVAŞLARDA GÖRENLERİN SONU KAÇINILMAZ YIKIMDIR!

Dünya arenasında günü kurtarma peşinde olan Erdoğan köşeye sıkıştıkça ülke ve bölge halklarını karmaşaya sürükleyecek yeni maceralar peşine düşmüştür. Politik kabiliyeti sadece içerideki oylara odaklı Erdoğan, 2019 seçimlerinde milli cephe oylarına ihtiyaç duyduğu için yine gözünü Rojava ve Kürtlere dikmiş durumda. Son günlerde Afrin’e yönelik tehditlerin dozunu artırmıştır. Elbette ki bu yaptıklarının bir sebebi vardır!

Hasan Işık / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Bunca destek ve güce rağmen başarısız politikalar izleyen Erdoğan ve faşizm kodlu Ergenekoncu yapılar iktidar geleceğini savaş politikalarında görmektedir. Bundan dolayı savaş durumunu devamlı güncel tutmak zorundadır. Ancak Rojava’ya müdahale hiç de kolay görünmemektedir. Ortadoğu’da patlak verecek böyle bir krizin sonuçları çok boyutlu olacaktır. ‘15 Temmuz darbesi’yle geleceğini Ergenekoncuların tahakkümüne bırakan Erdoğan NATO’nun İslamcı kanadına bir operasyon düzenledi. Burdan çıkan sonuçla yeniden darbe mekanizmasının devreye girdiğini gördük. Tüm bu gelişmelerin sonucu olarak Erdoğan kurtuluşunu içeride ve dışarıda bazı operasyonlar yapmakta görmektedir. Öyle görünüyor ki Erdoğan 2019 seçimlerine  giderken içeride muhalefete dışarıda da Rojava’ya saldırmak zorundadır. Son günlerde yaptığı Afrin çıkışı ve CHP içerisindeki demokratikleşme eğilimli değişim kıpırtısına saldırıları bunun sonucudur.

Elbette her hamlesinin bir sonucu olacaktır;

1- Afrin özelinde Rojava’ya yapacağı işgalle İdlib’de cihatçılara nefes aldırmayı düşünmekte. Ancak Afrin saldırısı Erdoğan rejiminin sonunun başlangıcı olacaktır. NATO ordusunu uluslararası dengeleri gözetmeden başka bir ülkenin topraklarına sokması NATO’dan dışlanması sonucunu doğurabilir. Savaşın coğrafyasını bir anda Türkiye’ye taşıyabilir.

2-Rojava ya yapacağı işgal girişimiyle zaten Kuzeyde evlerini başına yıktığı Kürtlerin öfkesini alevlendirebilir.

3-Rusya’nın stratejik hesaplarına ters düşen bir hamleyle Rojava’ya müdahalesi zaten ABD ile arası açık olan Türkiye’yi Rusya’nın insafına bırakabilir.

Bu durumda devreye yeni darbeler girebilir.

Bu sefer ki darbe ya ‘15 Temmuz’da kazanan Avrasyacı-Ergenekoncu güç Rusya desteğiyle Erdoğan’a karşı bir hamleyle kendisini gösterebilir. Ya da 15 Temmuz’da darbe yiyen ABD-NATO’cular gücü tekrar kazanma darbesi yapabilirler.

Küçük iktidar hesaplarıyla günü kurtarma taktiklerine sarılan ve içinde Kürt düşmanlığını barındıran Erdoğan bölgeyi ya yeni bir savaşın eşiğine getirecek ya da ülkede yeni bir darbeyle yüzleşecek bu iki ihtimalden kurtulma imkanı kalmamıştır artık. Çünkü bu politikalarıyla artık bir yere gidemeyeceğini bilmektedir. Elbette ki geleceğini savaşlarda görenlerin sonu kaçınılmaz yıkımdır. Galiba Ortadoğu’yu faşizmden kurtarmak ve karanlık bu düzenin yıkımı Kürtlerin kaderidir.

 

Exit mobile version