Site icon Rojnameya Newroz

ERKEN GENEL SEÇİM KAÇINILMAZDIR

Ahlakın, erdemin liyakatin yerle yeksan edildiği, bunca olumsuzluktan, başarısızlıktan sonra erken genel seçim artık Bahçeli’nin bir lütfü değil bir zorunluluktur.

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

“Yanlış yola girdiğinizde, hızlandıkça daha da kaybolursunuz.” Diderot

Görünen o ki iktidar artık tükendi. Kredibilitesi bitti. Ülkeyi yönetemeyecek duruma geldi.

Peki, iktidar neden erken seçim istemiyor?

Çünkü muhalefetin bölünmesini ve zayıf düşme anını kolluyor. Böylece baskın erken seçim yapmak istiyor. Tabiri caizse muhalefeti uyurken yakalamak istiyor. Artık herkes şunu çok iyi biliyor ki ülkenin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve yönetilememe krizi bir erken seçimi zarurî hale getirmiştir.

Ok yaydan çıktı. Bu saatten sonra Cumhur İttifakı zorla, baskıyla, şiddetle iktidarda kalamaz.

-Muhalefeti fezlekelerle baskı altında tutuyor.

-Muhalefetin “128 Milyar dolar nerede” pankartına cevap vermektense toplatmayı tercih ediyor.

-Yüzlerce siyasetçi, aydın, sanatçı, öğrenci… hakkında cumhurbaşkanına “hakaret”ten davalar açılıyor, tutuklanıyorlar.

-Akademik eğitim bitirildi üniversiteler lise düzeyine indirildi.

-Demokratik ve özerk yapıdaki kurumlara (Belediyeler, üniversiteler vd) kayyım atıyor.

-Doğa alabildiğine tahrip edildi. Hasankeyf, Kazdağları, Karadeniz’de istenmeyen HES’ler…

-Basın tamamen susturuldu. Kimin gazete ve gazeteci olduğuna artık saray bürokratları karar veriyor.

-Demokratik ülkeler pandemide vatandaşlarını ekonomik güvence altına aldılar. Ülkemizde ise maske, mesafe, hijyen önerildi. Ne maske, ne de kolonya dağıtıldı.

-Cumhur ittifakı belediyelerinde artık insan kaçakçılığının ve yolsuzluklarının önüne geçilemiyor.

-Beştepe’ye Mercedesler almakla, halka soğan, patates dağıtmakla ülke yönetilemez.

-Ülkedeki mevcut fabrikaları, kitleri satan iktidar istihdama yönelik bir tek fabrika açamamıştır.

-İşkenceye ve kadına şiddete sıfır toleransla iktidara gelenler cezaevlerinde çıplak arama yapıldığını söyleyen Gergerlioğlu’nu zindana attılar. Her gün kadın cinayetleri,

sokaklarda, alanlarda şiddet kol geziyor.

-Avrupa Konseyi’nin 47 üye ülkesi arasında Rusya’dan sonra cezaevlerinde en fazla tutuklu bulunan ikinci ülke Türkiye’dir.

-Güvenlik soruşturması ve arşiv kanun teklifi muhalefetin oylarıyla reddedilmesine ve kamuoyunda tepkilere neden olmasına rağmen tekrar mecliste görüşülerek kabul edildi.

-Dış politikasını komşularla sıfır sorun üzerine inşa eden iktidar, bugün bütün komşularla kavgalı.

-Cumhur İttifakı’nın yönetici ve üyeleri halkı silahla tehdit etmelerine rağmen gözaltına dahi alınmıyorlar.

-Saray bürokratları halkın iradesiyle seçtiği milletvekillerine hakaretler, tehditler savuruyorlar.

-Halkın işsizlikle, açlıkla mücadele ettiği, anne ve babaların evlerine bir lokma ekmek götüremedikleri, gençlerin iş bulamadığı için intihar ettikleri ülkemizde Cumhur İttifakı bürokratlarının 3-5 yerden uçuk maaşlar almaları kamuoyunun vicdanını yaralıyor.

-Yargının bağımsız olmadığı, mahkemelerin etnik kimliğe ve politik görüşe göre karar verdiği, inanç özgürlüğünün olmadığı bir dönemdir.

Velhasıl ahlakın, erdemin liyakatin yerle yeksan edildiği, bunca olumsuzluktan, başarısızlıktan sonra erken genel seçim artık Bahçeli’nin bir lütfü değil bir zorunluluktur.

Exit mobile version