Eğitim Sen, dün yayınlanan 675 sayılı KHK ile bin 267 akademisyenin ihraç edilmesinin ardından “Faşizme Karşı El Ele Vereceğiz, Birbirimize Kenetlenip Bu Darbeyi Püskürteceğiz!” başlığıyla bir açıklama yayınladı. Açıklamada, “bunun adı tek kelimeyle darbedir, bunun adı faşizmdir” denildi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) tarafından, dün yayınlanan 675 sayılı KHK ile kamudan 10 bin 131 kişi, Milli Eğitim bünyesinden 2 bin 219, yükseköğretim alanından ise 1267 kişi ihraç edilmesinin ardından “Faşizme Karşı El Ele Vereceğiz, Birbirimize Kenetlenip Bu Darbeyi Püskürteceğiz!” başlığıyla yapılan açıklamada, AKP’nin KHK’lar ile “Türkiye’de hukuk yok, demokrasi yok, can güvenliği yok, barış yok, adalet yok, iş güvencesi yok” mesajı verdiğini belirterek “bunun adı tek kelimeyle darbedir, bunun adı faşizmdir” ifadeleri kullanıldı.
Eğitim Sen tarafından yapılan açıklama şöyle:
Haklarında açılmış adli ya da idari soruşturma dahi olmayanlar, hiçbir somut ve hukuki delil ileri sürülmeden, tamamen hükümetin siyasi tasarrufuyla işten atıldı.
Dün yayınlanan 675 sayılı KHK ile kamudan 10 bin 131 kişi daha haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edildi. Milli Eğitim bünyesinden 2 bin 219, yükseköğretim alanından ise 1267 kişi daha ihraç edildi.
İhraç torbasının içerisinde yaşamı boyunca emek, demokrasi ve barış mücadelesinde en ön safta yer almış şube başkanlarımız ve üyelerimiz de yer aldı. Üniversitelerde 50/d’ye karşı yürütülen mücadelenin neferleri olan, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” diyerek barış talep eden, hükümetlerin makbul gördüğünü değil, doğruyu, gerçeği ifade eden akademisyenlerimiz ihraç edildi. Okul sıralarında öğrencilerine dürüst, demokrat, ayrımcı olmayan insanlar olmayı telkin eden, onlara onurlu gelecek bırakacağı sözünden asla geri adım atmayan öğretmenlerimiz ihraç edildi.
AKP kararlı ve ısrarcı şekilde herkese bir mesaj vererek, “Türkiye’de hukuk yok, demokrasi yok, can güvenliği yok, barış yok, adalet yok, iş güvencesi yok!” dedi.
Özgür basına yönelik darbe daha ileri bir boyuta taşındı. Haber ajansları, dergiler, gazeteler kapatıldı. Basın yayın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğüne kilit vuruldu!
676 sayılı KHK ile yandaş sendikanın önerisi hayata geçirildi. Hali hazırda zaten demokratik olmayan rektörlük seçimleri kaldırıldı, doğrudan atama sitemi getirildi. Milli İrade üniversitelerde de tecelli bulmuş oldu!
Avukatlara sınırlama, hakimlere tutuklama kolaylığı getirildi. Kamuda liyakat değil, mülakat; kadrolu değil, sözleşmeli istihdama geçildi. Devlet memurluğundan çıkarma hükümleri esnetildi, muğlaklaştırıldı. Kısaca AKP, savcı oldu, hakim oldu, rektör oldu, polis oldu! Yani devlet parti bütünleşmesi tamamlanmış oldu!
Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki, bunun adı tek kelimeyle darbedir, bunun adı faşizmdir! Herkes bilmelidir ki bizler bu sendikaları kapılarına vurulan mühürleri söküp atarak kurduk. Bugün de tüm üyelerimizle el ele vererek, birbirimize kenetlenerek yarınlarımıza vurulmak istenen mühürleri söküp atacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır!
Bizler bu topraklarda emeğin hakları, barış ve demokrasi için mücadele etmenin zor, bedelinin ağır olduğunu ne kadar iyi biliyorsak, son sözü söyleyenlerin de mücadele edenler olduğunu o kadar iyi biliyoruz. Onursuzca yaşamayı tercih edeceğimizi sananların yüzüne bu gerçek tokat gibi çarpacaktır.
Son sözü biz söyleyeceğiz! Direne Direne Kazanacağız!