Site icon Rojnameya Newroz

Devşirme ve devşirmeler

Birgül Ayman Güler

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Geniş bir coğrafyaya yayılan Osmanlı Devleti ayakta kalabilmek için bir çok sistem denemiştir. Bunlardan birisi de devşirme sistemidir.

Osmanlı işgal ettiği topraklardan getirdiği çocukları yeteneklerine göre asker ve yönetim kadrolarına devşirme olarak yetiştirmiştir.

Devşirme sistemi Osmanlı için yararlı bir sistemdi. Devşirmeler iyi bir eğitimden geçiriliyordu.

Devşirme sistemi Osmanlı’nın idari ve askeri teşkilatının bel kemiğini oluştururdu.

Zamanla bozulan sistem için bazı önlemler alınmaya çalışılmışsa da başarılı olunamamiş ve sonunu hazırlamıştır. 18. yüzyılın ortalarına gelindiğinde bu sistem kaldırılmıştır. 

Osmanlı döneminde yararlı olan devşirme sistemi cumhuriyet döneminde hiç de birliktelikten, bütünlükten yana olmamış, olamamıştır.

Cumhuriyetle birlikte devşirme sistemi dolaylı olarak yine devreye sokulmuş, günümüze kadar gelmeye devam etmiştir.

Başta Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu olmak üzere dört bir taraftan savaşlardan, doğal afetlerden kaçanlar, yerlerinden yurtlarından sürülerek ülkeye sığınanlar, bugün artık gidecek başka yerleri olmadığı için kendilerini sığındıkları ülkenin asıl sahipleri olarak görüp kendilerinden olmayanları ötekileştiriyorlar. 

Bu devşirmeler hadlerini aşıp mazlumlara karşı aslan kesiliyorlar.

Bu devşirmeleri siyaset arenasında, spor camiasında, medyada, akademide kısacası hayatın her alanında görmek mümkündür.

Ülkedeki yerli halkların yaşanan onca savaşta ödediği bedeller üzerine konan bu devşirme sınıfı, yerli kadim halklara karşı düşmanca davranmaktadırlar.

Ülkenin demokratikleşememesinin en önemli sebeplerinden biri de bu devşirmelerdir. Ülke topraklarının ayaklarının altından kayıp gideceğine inanıyorlar. Tekrar ülkesiz kalacaklarından korkuyorlar.

Birgül Ayman Güler “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz” dedi. Her taraflarından ırkçılık fışkıran bu ırkçı tipler ülkenin en güzel makamlarını işgal edecekler, en güzel yerinde yaşayacaklar, ülkenin bütün nimetlerinden alabildiğine yararlanacaklar, ülkenin geleceği için Sarıkamış’ta, Çanakkale’de ve diğer savaşlarda en ağır bedelleri ödeyenleri yok sayacaklar, görmezden gelecekler. Bu ırkçı ne iduğu belirsiz devşirmeler ödenen bu bedeller hatırına bu ülkeye sığındıklarını unutuyorlar. 

Bu ülkenin çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı, çok etnik yapılı gerçekliğini inkar etmek, yok saymak ne haddinize.

İşte bu ülkedeki kamplaşmanın temel sorumluları bu devşirmeler ve bu zihniyettir.

Bu ülke halkının çocuklarına düşen pay, görev devşirmelerin, şurekalarının can ve mal güvenlikleri sağlansın, en iyi koltukları işgal etsinler, mutlu, huzurlu yaşasınlar diye askerlik yapmak, vergi vermek, oy kullanmaktır.

Devlet Bahçeli’nin kendisini ve partisini casus şebekesi olmakla suçladığı Ümit Özdağ Kılıçdaroğlu ile yaptığı pazarlıkta MİT başkanlığını da istemiş.

İsmi yabancı istihbarat servisleri ile anılan Ümit Özdağ ne iduğu belirsiz bir devşirme olmakla birlikte Türkçülük adı altında neler yaptığı ve kimlerin piyonu olduğunu kimlerle iş tuttuğunu Aydınlık Gazetesi kamuoyuna açıklamıştır.

 “Biden ittifakında pazarlık trafiği: ABD ve İsrail Oğan ile Özdağ’ı sahneye sürdü”. (Aydınlık Gazetesi)

Bülent Orakoğlu Alparslan Türkeş’in Ümit Özdağ için MOSSAD ile ilişkili bir ajan olduğunu söylemiştir.

Bütün azınlıklar, Kürtler, solcular, Aleviler ve diğer ötekileştirilenler iç güvenlik sorunu olurlarken devşirmeler ülkenin sahipleri oldular.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Aleviliği, Selahattin Demirtaş’ın Kürt Zaza oluşu sorgulanırken devşirmelerin her konuda önleri açılıyor.

Bu ülkede yaşayan herkes bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Söyleminin ayakları hep havada kalmıştır. 

Bu ülkenin birinci sınıf vatandaşları bu ülkenin nimetlerinden sınırsızca yararlananlardır.

Exit mobile version