Site icon Rojnameya Newroz

Devlet, Siyasal “Suç”…-3


DEVLET, SİYASAL “SUÇ”, HUKUK(SUZLUK) VE TERÖR(İST)[1] -3

TEMEL DEMİRER

 

“İnsanın temel özgürlüğü, yaşamını

daha iyi kılma özgürlüğüdür.”[2]

 

 

Toparlarsak: AKP ve yargısı, DGM’lerden miras aldığı insan düşmanı yargı pratiğini ve çocuğu (giderek şampiyonu) olduğu küreselleşmeci neo-liberal politikalarını adalet sisteminde fütursuzca uygularken en çok “terör/ terörist/ terörizm/ terörle mücadele” kavramlarını kullanmaktayken; Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun hazırlanmasında Adalet Komisyonu’na danışmanlık yapan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Adem Sözüer, “terörist” tanımının içeriğinin belirgin olmaması nedeniyle ceza hukukuna tecavüz eden bir kavram olduğunu altını çizdi[22] ve Kadir Cangızbay da ekledi:

“Terör, insanları dehşete düşürüp yıldıracak eylemlerde bulunmak, tedhiş etmek demektir. Terörizm ise, bir devletin veya herhangi başka bir örgütlü grubun kendi hedeflerine ulaşmak üzere bu yola başvurması anlamına gelir: Terörizm, liberalizm, nasyonalizm, komünizm veya anarşizm gibi bir ideoloji değil, sadece ve sadece bir eylem biçimi olup, yegâne eylem biçimi ve nihaî hedefi terör olan bir örgüt türünden söz etmek de olanaksızdır.

En başta devletler, çok çeşitli örgütler hedeflerine ulaşmak için teröre başvururlar; kalıcı veya geçici ‘terör timleri’ oluşturabilirler; ama dedik ya, tek eylem/faaliyet biçimi de, nihaî hedefi de terör olan bir örgüt olamaz.

Terör örgütü kavramı, XX. yüzyılın son çeyreğinden bu yana en büyük sıklıkla kullanılan siyasal manipülasyon aracıdır; tabiî, ‘terörle mücadele’ yasa ve faaliyetleri de: Amerika Kaddafi’nin çadırını, Kaddafi de kendi halkını bombalarken hep terörle mücadele et-miş/mektedirler; tabiî bizimkiler de Dilan’ı, Berivan’ı, Uğur’u ve on binlercesini yok ederken.

‘Terörle mücadele’, devletlerin her türlü yasal, hukukî, ahlâkî ve vicdanî ölçüt, kural ve yükümlülükten kendilerini azade kılmak üzere kendi kendilerine verdikleri açık çektir. Bu durumda, ‘terörist’ de, birey veya kolektivite olarak, hak öznesi olmaktan tümüyle düşürülmüş olmaktadır.

‘Terör örgütü’ diyen, “enkizisyon’a geri döndük’ de demiş olur. Enkizisyon’a geri dönüş ise, suçu da cezayı da somut fiilden kopartıp, ‘yasayla tanımlanmamış suç olmaz’ ilkesini ihlâl etmenin en yüzsüzce yolu.

Örgütü bir kere ‘terörist’ ilân ettiniz miydi, artık her istediğinizi de “örgüt de bunu istiyordu, bundan bahsetti, bunu telkin, tavsiye veya emretti” diye, adam isterse insanlara çiçek dağıtmış olsun, teröre destek vermekten mahkûm edebileceksiniz demektir: terörle mücadele yasası, doğrudan doğruya insanlığı ‘habeas corpus’ ilkesinin gerisine götüren bir vahşet yasasıdır.”

Ve “TMK’ye göre herkes ‘terörist’tir…”[23]

 

TÜRKİYE’DEKİ DURUM YA DA EGEMENLİK VERİLERİ

 

Bir “hukuk devleti” olduğu yalanına sarılan T.“C”, ‘Bloomberg’in verilerine göre, dünyanın kişi başına en çok polis düşen ülkeleri listesinde ikincidir.

T.“C” bir “hukuk devleti” değil, somut verilerin ışığında bir polis devletidir.

Örneğin bütçesi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yaklaşan Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), 2012 yılında 12 milyar liralık rekor bütçeyi deldi, 1 milyar da ek ödenek aldı. Sayıştay paranın nereye harcandığını bulamadı. 10 yılda ödenek artışlarıyla bütçesi TSK’ya yaklaşan polise para dayanmıyor. EGM, 2012 yılında kendisine ayrılan 12 milyar TL’lik rekor bütçe yetmeyince, ek 1 milyar TL’lik ödenek daha aldı.

Ayrıca Bilgi Üniversitesi’nin ‘Türkiye’de Sosyal Koruma Harcamaları: 2006-2013 Raporu’na göre de, 2013’te düşürülmesi planlanan iç güvenlik harcamaları devasa miktarda arttı. Sebebi ise İçişleri Bakanlığı ve EGM harcamalarının artması. Gizli hizmet harcaması: Yeni karakol yapımı ve 2013’te kullanılan gaz bombası, “iç güvenlik” adı altında verilen harcamaları artırdı. İç güvenliğe 2010’da 19 milyon TL harcama yapılırken bu rakam 2011’de 21 milyon 198 bin TL’ye 2012’de ise 25 milyon 311 bin TL’ye fırladı. 2013 için kanunlaşan harcama tutarı 27 milyon 328 bin 556 TL. 2012 yılı “iç güvenlik” harcamaları 7 yılın en yüksek seviyesine çıktı.

İç güvenlik harcamalarında en büyük pay EGM’ye ait. Yıllara göre, EGM’nün harcamaları da şöyle: 5 milyon 161 bin 782 TL (2006), 6 milyon 59 bin 708 TL (2007), 6 milyon 885 bin 824 TL (2008), 8 milyon 12 bin 844 TL (2009), 9 milyon 402 bin 56 TL (2010), 11 milyon 394 bin 398 TL (2011), 13 milyon 119 bin 577 TL (2012). Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2013 yılı kanunlaşan harcama tutarı ise 14 milyon 777 bin 121 TL. 2014 yılı için bütçe öngörüsü 16 milyon 216 bin 641 TL, 2015 yılı için 17 milyon 652 bin 981 TL…

Bunlar böyle olurken Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla mahkûmiyet bir yılda yüzde 75 arttı. Sol örgütlere de uygulanmakla birlikte, ağırlıklı olarak PKK-KCK davasında ve Kürtlere karşı işletilen 314. Madde’den yargılanan ve mahkûm olan sanık sayısındaki dikkat çeken artış Bakanlığın verileriyle ortaya çıktı. Verilere göre, 314. Madde’de düzenlenen silahlı örgüt kurma-üyelik suçlamasıyla, dört yılda 38 bin kişi sanık oldu, bunlardan 20 bin 265 kişi mahkûm edildi. Mahkûm edilen sanık sayısı 2012’de bir önceki 2011 yılına oranla yüzde 75’lik bir artışla 4 bin 700’den 8 bin 224’e yükseldi.

2009’da 4 bin 599, 2010’da 6 bin 323, 2011’de 7 bin 150, 2012’de ise 8 bin 316 sanık hakkında 314’ten davası açıldı. Dört yılda bu suçtan mahkemelik olan sanık sayısı 26 bin 388’e ulaştı. Aynı sürede Başsavcılıkların soruşturmaya başladığı, ancak dava açmadığı toplam sanık sayısı ise 12 bin 191 olarak açıklandı. 2009’da haklarında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen sanık sayısı bin 812 iken bu sayı geçen yıl 6 bin 116’ya çıktı.

Verilere göre, karara bağlanan davalarda silahlı örgüt kurma-yöneticilik ve üyelik suçlamasıyla 2009’da 3 bin 17 kişi, 2010’da 4 bin 319 kişi mahkûm edildi. Bu sayı 2011’de 4 bin 705’e yükseldi. 314 mahkûmiyetleri 2012’de ise 2011 yılına kıyasla yüzde 75’lik artışla 8 bin 224’e ulaştı. Dört yılda 314’ten cezalandırılanların sayısı böylece toplamda 20 bin 265’e yükseldi.

Yani “Güvenlik Devleti”, “kontrolü”, “suçu” artırdı; cinayetleri çoğalttı; hele polisinkini…

 

DEVLET CİNAYET(LER)İ[24]
1) Ramazan Dağ, 1988 Hakkâri, 13 yaşında… 21) Onur Şahin, 1999, Elazığ, 11 yaşında…
2) Fatma Kayran, 1990, Basa, 15 yaşında… 22) Welat Şedal, 2000, Yüksekova, 10 yaşında…
3) Faruk Aktuğ, 1990, Silopi, 13 yaşında… 23) Uğur Kaymaz, 2004, Mardin, 12 yaşında…
4) Salih Talayhan, 1991, Şırnak, 17 yaşında… 24) Mahzum Mızrak, 2006, Diyarbakır, 17 yaşında…
5) Behzat Özkan, 1991, Diyarbakır, 14 yaşında… 25) Caziye Ölmez, 2009, Şırnak, 16 yaşında…
6) Mehmet Evren, 1992, Cizre, 12 yaşında… 26) Ceylan Önkol, 2009, Lice, 12 yaşında…
7) İsmet Arvas, 1992, Van, 16 yaşında… 27) Ahmet İmre, 2010, Şırnak, 12 yaşında…
8) Nebat Kakuç, 1992, Şırnak, 17 yaşında… 28) Ferhat Taruk, 2010, Lice, 17 yaşında…
9) Fatma Kaçmaz, 1992, Yüksekova, 4 yaşında… 29) Özcan Uysal, 2011, Roboskî, 15 yaşında…
10) Şivan Çığırga, 1992, Cizre, 3 yaşında… 30) Cemal Encü, 2011, Roboskî, 15 yaşında…
11) Gürgiz Bayındır, 1993, İdil, 5 yaşında… 31) Şivan Encü, 2011, Roboskî, 14 yaşında…
12) Hürriyet Sevgili, 1993, Bahçesaray, 12 yaşında… 32) Fatma Erboz, 2013, Reyhanlı, 3 yaşında…
13) Lokman Zoğurlu, 1993, Lice, 18 yaşında… 33) Nihal Şimşek, 2013, Reyhanlı, 25 yaşında…
14) Bilavşan Asper, 1994, Tatvan, 17 yaşında… 34) Medeni Yıldırım, 2013, Lice, 18 yaşında…
15) Tuncer Güler, 1994, Ağrı, 11 yaşında… 35) Ali İsmail Korkmaz, 2013, Eskişehir, 19 yaşında…
16) Selma Solhan, 1994, Kızıltepe, 7 yaşında… 36) Mehmet Ayvalıtaş, 2013, İstanbul, 20 yaşında…
17) Mehmet Emin Aslan, 1995, Mardin, 18 yaşında… 37) Abdullah Cömert, 2013, Hatay, 22 yaşında…
18) Berivan Bayram, 1996, Adana, 4 yaşında… 38) Ethem Sarısülük, 2013, Ankara, 26 yaşında…
19) Hatice Bozaslan, 1996, Derik, 17 yaşında… 39) Ahmet Atakan, 2013, Hatay, 22 yaşında…
20) Fedai Öğürce, 1997, Pasinler, 4 yaşında… 40) Hasan Ferit Gedik…

 

Yeri gelmişken birkaç örnek aktaralım:

  1. i) Mersin’in Şevket Sümer Mahallesi’nde polis merkezi önünde oyun oynayan 8 yaşındaki D.Ö, “arkadaşına vur” diyen polis memurunun isteğini kabul etmeyince feci şekilde dövüldü. Dayaktan baygınlık geçirince karakolda eli yüzü yıkanan çocuk hastane yerine evine gönderildi. İç organları zarar gören D.Ö, iç kanama riskiyle 1 haftadır hastanede tedavi görüyor. Olayı doğrulayan Mersin Emniyet Müdürlüğü ise adli ve idari soruşturma başlatıldığını açıkladı…[25]
  2. ii) İki polis memuru, Adana’da yardım isteyen 16 yaşındaki kız çocuğuna 3 saat gezdirdikten sonra, ekip aracında tecavüz etti. Kızın şikâyeti üzerine 2’si polis 4 kişi hakkında 7 yıldan 29 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı ancak polisler serbest bırakıldı…[26]

iii) İzmir’de para karşılığı erkeklerle ilişkiye giren S.B., adlı kadınla zorla ilişkiye girip, parasını aldığı iddiasıyla tutuklanan Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube’de görevli polis memuru A.Ç. hakkında 20 yıl hapis cezası istemiyle ağır ceza mahkemesinde dava açıldı…[27]

  1. iv) Antalya Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi’nin 4 Ağustos’ta düzenlediği operasyonda Astsubay Çavuş M.A, Uzman Çavuş E.G, erler H.Ö. ve İ.B. ile sivil T.A. gözaltına alındı. Uyuşturucu satıcılarına yönelik yaptıkları operasyonun ardından ele geçirdikleri uyuşturucu maddenin bir kısmını tutanak dışı bırakarak zehir tacirlerine sattılar…[28]
  2. v) Hozat’ta fişleme skandalına ilişkin çalışma yapan İnsan Hakları Komisyonu üyelerinin görüştüğü muhtarlar Albay Namık Dursun’un 2004 yılında kendileriyle yaptığı toplantıda fişlemenin ipuçlarını vererek tehditler savurduğunu söyledi. Vekillere aktarılan bilgilere göre, Tunceli’nin yüzde 80’ini terörist ilan eden Dursun, “Köyünde terörist tespit ettiğim muhtarın başını ezerim” demiş…[29]
  3. vi) Muğla’da üniversite öğrencisi Şerzan Kurt’u silahla ateş ederek öldüren ve ‘olası kastla adam öldürme’ suçundan 8 yıl hapse çarptırılan polis Gültekin Şahin’e, emniyet tarafından “meslekten ve memuriyetten çıkarma” cezası verilmesi gerekirken, 24 ay uzun süreli kıdem durdurma cezası verildiği ortaya çıktı…[30]

vii) Polisin tabancasından çıkan kurşunla vurularak öldürülen Mahir Zorbey Demirkaya davasında, savcının “kasten adam öldürme” suçundan en az 20 yıl ceza istediği katil zanlısı polise, 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası verildi…[31]

viii) Çorum’da 2004 yılında DHKP-C’ye yönelik operasyonda tutuklanan Melek Serin’e gözaltında işkence yaptıkları iddiasıyla yargılanan 11 jandarma personeline 20 ay hapis cezası verildi ancak cezalar ertelendi. Yaşadığı işkence nedeniyle psikolojik tedavi gören Serin ise 2012 yılında Atina’da yaşamına son vermişti…[32]

  1. ix) DİSK’e bağlı Limter-İş Sendikası eğitim uzmanı Süleyman Yeter’in işkenceyle ölümüne neden olmak suçundan yargılanan eski komiser yardımcısı Ahmet Okuducu, “failin birden fazla olması” nedeniyle, 10 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Okuducu önce 15 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Ceza, failin birden fazla olması ve asli maddi failin tespit edilememesi gerekçesiyle 10 yıla indirildi…[33]

-devam edecek-

19 Kasım 2013, Ankara.

 

N O T L A R

[1] 22 Kasım 2013 tarihinde Çağdaş Hukukçular Derneği’nin, 24-25-26 Aralık 2013’de Silivri’deki duruşmaya çağrı için Ankara Yüksel Caddesi’ndeki basın açıklamasında yapılan konuşma… İstanbul’da 24 Kasım 2013 tarihinde İstanbul Forumlar Koordinasyonu bünyesindeki ‘Siyasi Tutsaklara Özgürlük Çalışma Grubu’nun “Hepsi Özgürleşene Dek Hepimiz Tutsağız!” başlığıyla düzenlediği forumda “Siyasi Suç Nedir-Siyasi Suçlu Kimdir? Terör Nedir-Terörist Kimdir?” alt başlığında yapılan konuşma…

[2] Bertolt Brecht.

[22] Prof Dr. Adem Sözüer: Terörist Tanımı Ceza Hukukuna Tecavüz Eden Bir Kavramdır”, Kaypakkaya Partizan, 21 Ocak 2013… http://www.kaypakkayahaber.com/haber/prof-dr-adem-sozuer-terorist-tanimi-ceza-hukukuna-tecavuz-eden-bir-kavramdir

[23] Serkan Kurt, “TMK’ye Göre Herkes ‘Terörist’…”, Gündem, 12 Nisan 2013, s.5.

[24] Sezai Temelli, “Bir Göz de Sen Ol!”, Gündem, 11 Eylül 2013, s.4.

[25] “8 Yaşındaki Çocuğa Polis Dayağı”, Milliyet, 18 Eylül 2013… http://gundem.milliyet.com.tr/8-yasindaki-cocuga-polis-dayagi/gundem/detay/1765173/default.htm?ref=yahoo

[26] “Utanç Tablosu!”, Milliyet, 14 Eylül 2013… http://gundem.milliyet.com.tr/utanc-tablosu-/gundem/detay/1763489/default.htm?ref=yahoo

[27] Bahri Karataş, “Gasptan Yargılanan Polise 20 Yıl İstendi”, Milliyet, 21 Ekim 2013… http://gundem.milliyet.com.tr/gasptan-yargilanan-polise-20-yil/gundem/detay/1779718/default.htm

[28] “Uyuşturucu Karakol Çatısına Çıktı”, Cumhuriyet, 28 Eylül 2012, s.3.

[29] Mahmut Lıcalı, “Fişleme 2004’te Başlamış”, Cumhuriyet, 19 Ocak 2013, s.5.

[30] İsmail Saymaz, “Şerzan Kurt’u Öldüren Polise Ödül Gibi Ceza”, Radikal, 7 Haziran 2013, s.15.

[31] “Mahir’i Öldüren Polise Sadece 2 Yıl Ceza!”, Evrensel, 5 Haziran 2013, s.2.

[32] Seyfettin Mete, “Öldüren İşkenceye Kötü Muamele Cezası”, Cumhuriyet, 11 Ekim 2013, s.5.

[33] Canan Coşkun, “İşkenceyle Ölüme Ceza İndirimi”, Cumhuriyet, 23 Ekim 2013, s.8.

Exit mobile version