Site icon Rojnameya Newroz

CEZAEVLERİNİN SON DURUMU: SÜRGÜN, KÜFÜR, HAKARET, ŞİDDET…

“Sabah – akşam sayımlarda ayakta tek sıra halinde olmamız dayatılıyor. Bilinen, askeri kışlalarda tekmil uygulaması! Bunu da kabul etmemiz söz konusu değil. Kabul etmediğimiz için zor kullanılıyor, şiddet uygulanıyor, küfür hakaret ediliyor…”

Yukarıdaki bu kısa paragraf siyasi tutsak Ercan Binay’ın yazarımız Adil Okay’a gönderdiği mektuptan. Bu kısa paragraf Türkiye cezaevlerinde yaşananların adeta kısa bir özetidir. Zor durumda olan siyasi tutsaklara sahip çıkmak, onların sesine ses katmak insan olmanın zorunluluğudur. Bunun için herkesin yapabileceği bir şeyler illaki vardır.

Ercan Binay’ın mektubunun tamamı aşağıdadır.

***

Sevgili Adil merhaba…

İyi olduğunuzu umuyorum. Art arda yazıyorum size. Yaklaşık bir hafta öncede yeni yıl kartı göndermiştim. O zamanlar Amasya hapishanesindeydim. Şimdi ise bir başka hapishanedeyiz. Evet, bir kez daha sürgün edildik. Madem yeni bir yer, yeniden yeni yılınızı kutlayıp, başarılar diliyorum. Hem yeni adresi bildireyim hem de yeni durumu sizinle paylaşayım istedim.

28 Aralık, sabah sabah gelip söylediler, onlara göre sevk bize göre sürgün edileceğimizi… Sabah sabah belirsiz bir yolculuk başladı. Malum gizli tutuyorlar, nereye götüreceklerini söylemiyorlar. Sonra söylüyorlar. Sekiz-dokuz saat sonra ulaştık Elazığ T tipine. Akşam karanlığı çökmüştü. Amasya’dan yirmiye yakın insan getirilmişti buraya. Saatlerce sürdü işlemler. Eşyalar talan edildi. Birçoğu örgütsel görülüp el konuldu. Ne mi? Vesikalık ebatta bir çocuk fotoğrafı! Bitmedi, üstelik bu çocuk resmini adalet bakanlığının çıkardığı ve ücretsiz bize dağıtılan “Değer” dergisinden kesip almıştım. Artık varın gerisini siz hesaplayınız. Kelimenin kifayetsiz kaldığı bir diğer yön ise, dosyada bana dair şu yazılı “…örgütü kurmak-yönetmek…” yani bir örgüt olarak ben içeri alınıyorum, örgütsel sayılan resim, kâğıt, gazete, dergi… Alınmıyor… Neyse eşyalardan sonra sıra bize geldi. Tahmin edeceğiniz gibi çıplak arama yapıldı zorla… Adeta inşaat halinde olan koğuşa atıldık… Saat gece yarısına geliyordu, herkes koğuşa getirildiğinde. Kısa kısa özetlediğim bunlar üç aşağı beş yukarı her hapishanede aynı. Farklı olanlara geleyim.

Alt kata bir tane kamera takmışlar. Günün yirmi dört saati bizi izlemek istiyorlar. Daha öncede T tipi hapishanede tutulmuştum (Bafra) kamera yoktu. Burada gördüm. Bu gözetleme kabul edilemez. Nedenine niçinine dahi girmeye gerek yok. Biz de gerekeni yapıyoruz, kamerayı kapatıyoruz. Onlar söküyor, biz kapatıyoruz… Bakalım bu işin sonu nereye varacak. Geleyim çok şeye gebe konuya. Ki bu konu toplamda ele alınmalıdır.

Sabah – akşam sayımlarda ayakta tek sıra halinde olmamız dayatılıyor. Bilinen, askeri kışlalarda tekmil uygulaması! Bunu da kabul etmemiz söz konusu değil. Kabul etmediğimiz için zor kullanılıyor, şiddet uygulanıyor, küfür hakaret ediliyor… Günlerdir bu yapılıyor, bugün yapılanlar yarınların işareti. Yarınlar çok şeye gebe. Çok ciddi sorunlar yaratabilir. Yarın geç olabilir, duyarlı olmak gerekiyor. Herkesin yapabileceği bir şey vardır. Amaçları sayım almak değil. Bizi hizaya çekmektir, kimliksizleştirmektir. Bunun için sabah-akşam olanca gardiyan koğuşa girip küfrediyor-hakaret ediyor, şiddet uyguluyor, darp ediyor… Yoksa bir tek gardiyan yeterli sayım almaya. Koğuşta toplam sekiz kişiyiz, hepimiz sandalye de oturuyoruz. Şöyle düşünülsün. Evin bir odasında sandalyeye sekiz kişi oturuyor ve içeri girilip sayılacak hepsi bu. Ama işte dert bu olmadığı için hepsi bu olmuyor. Ayağa kalkıp, sıraya geçmemiz isteniyor. Bunu F tiplerde de dayattılar, yıllarca sürdü, bu uygulama o zamanlarda kabul edilmedi, direndik. Sonradan bu uygulamadan “vazgeçildi”… Burada bir kez daha bu uygulamayla karşı karşıyayız. Durum bu!

Sevgili dost, dışarının da durumu içeriden farklı değil. Gerçi günlerdir dışarıda ne olup bittiğini bilmiyoruz. TV’miz verilmiş değil hala, gazetede getirilmiyor günlerdir. Yıllardır vurguluyoruz sorunun içerisi dışarısı yok. Birbirinden kopuk ayrı ele alınmamalı. Bu temelde ele alırsak sorunları aşarız…

Kısa bir yılın, son saatlerini yaşadığımız şu an, bir kez daha yeni yılınızı kutluyorum. Olanca içtenliğimle sizi selamlıyor, sevgilerimi gönderiyorum. Aynı duygular ve içtenlikle yoldaşlarında selam-sevgilerini iletiyorum. Başarılar!

Ve son dakika notu: Özgürlükçü demokrasi gazetesini yasaklamış idare… Kanunların, yasaların hükmü yok…

2 Ocak 2017

Ercan BİNAY

T tipi hapishane,   B 3 ELAZIĞ

 

Exit mobile version