Site icon Rojnameya Newroz

CENAZEYE IRKÇI SALDIRI VE TÜRKİYELİLEŞME

Kürt seçmen ağırlığı temel alınarak “misyon” gereği Kürtleri Türkiyelileşme adına HDP’ye taşıyanların yapacağı son şey, kendilerinden isteyeceğimiz en önemli talep Türkiyelileşme ısrarına son vermeleridir.

Ali Gökkaya / Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

HDP’nin hangi gerekçelerle, neden ve nasıl kurulduğunu artık herkes bilmekte. Gelinen nokta itibariyle bunu konuşmanın, tartışmanın bence bir anlamı yok. Asıl önemli olan ve üzerinde durulması gereken HDP’ye biçilen rolün, misyonun tüm çabalara, gayretkeş iyi niyetli girişim ve mesajlara rağmen gerçekleşebilme gerçeğinin amaçlanan, arzu edilen istikamette olup olmadığına baktığımızda sonuç tümüyle büyük bir hüsrandır. Üstelik bu hüsranlığın doğrudan HDP’nin kendisi tarafından dile getirilmesi ise önemli bir merhaledir.

Vefat eden HDP eski Milletvekili Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesine yapılan alçakça saldırıdan ötürü, sosyal medya üzerinden, başta biz Kürtler/Kürdistanlılar olmak üzere insanım diye her kesimden olaya ilişkin sayısız mesaj yayınlandı. Mesajlar ağırlıklı olarak kınamalarla yüklü olmasının yanı sıra yer yer Türklerin Türklüklerine, insanlıklarına, tahammülsüzlüklerine ilişkin tespitlerde taşımaktaydı. Dahası; sömürgeci zihniyetin habire tekrar edip durduğu “bin yıllık kardeşlik, ümmet birliği”nin ne kadar sahtekârca olduğunun bu olayla ortaya çıkmışlığı yapıldı.

İlginçtir ki bu durum bana “hırsızın suçu var da hırsıza ortamı uygun hale getirenin hiç mi suçu yok” tespitini de hatırlattı. Bu konuda da çeşitli örnekler mevcuttu. Örneğin “ne kardeşliğinden bahsediyorsunuz” veya “ortak vatan, ortak gelecek öyle mi al sana ortak vatan ortak gelecek” denmesinin yanı sıra “bu iş bitmiştir” yorumları da yer aldı. Kantarın topuzunun biraz ağır kaçması pahasına da olsa sanırım en özlü eleştiri ya da hatırlatmayı Eyüp Karakeçili arkadaş yaptı. Eyüp dostum; “Şimdi konuşalı mı? Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesinin Ankara’da işi ne? Hangi ahmak oğlu ahmak bunun cevabını verebilir? Niçin doğup büyüdüğü kendi toprağı değil de ait olmadığı yere defin ediliyor? Bunun mantığı nedir kime mesaj verilmeye çalışılıyor? Dolayısıyla kim bunu bize izah edebilir?” şeklinde sormaktaydı.

Oysa Aysel Hanım “hata mı yapmıştı” dersek bence değil. Çünkü Edirne’de tutuklu olan HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş tutuklu eş genel başkan Figen Yüksekdağ’ın yerine birinin seçilmesi amacıyla 20 Mayıs 2017 tarihinde yapılan kongreye gönderdiği mesajda Cumhuriyet’in demokratik değerlerine sahip çıkmak, eksiklerini gidererek, yanlışlarını düzelterek, Cumhuriyeti demokratikleştirerek mümkün olur. Ortak vatanda birlikte, eşit ve kardeşçe yaşamak için, demokrasisi güçlü bir Cumhuriyet’in onurlu eşit yurttaşları olarak korkmadan, birbirimize dostlukla sarılabilmek için hepinizi cesarete davet ediyorum” diyerek üstlendikleri “misyonu” hatırlatmıştı partililerine. Bu mesaja bağlı kalan Aysel Tuğluk hata yapmamış ama asıl olarak da baştan beri hatalı olan şeyi devam ettirmede bir yanlışlık görmediğini görmüş olduk. Ta ki “buraya Kürt, Alevi, Ermeni gömdürtmeyiz, gömerseniz çıkartır parçalarız” ile karşılamayla, acı gerçeğin bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmasıyla birlikte esasa ilişkin itirafta beraberinde geldi. Yukarıda da değindiğim gibi bu itirafın doğrudan doğruya HDP tarafından yapılmış olması asıl önemli olandı.

Acı verici bu olay sonrası HDP adına basına açıklamada bulunan Osman Baydemir’e ait geniş açıklamanın bir yerinde değindiği “Ey hükümet eğer bizim mezarlıklarımız ortak olmayacaksa sokaklarımız, şehirlerimiz nasıl ortak olacak?” sözü en önemli ayrıntı olarak göze çarpmaktan ziyade göze batmakta olandı. Çünkü bu söz, bu ayrıntı, aynı zamanda tüm ısrar ve çabalara rağmen bir türlü gerçekleşmeyen, doku uyuşmazlığı vereceği belli olan “misyonun” sonuna gelindiğinin de itirafının kendisi olduğu için açıkça göze batma halini taşımaktaydı.

Bu durumda Kürt seçmen ağırlığı temel alınarak “misyon” gereği Kürtleri Türkiyelileşme adına HDP’ye taşıyanların yapacağı son şey, kendilerinden isteyeceğimiz en önemli talep Türkiyelileşme ısrarına son vermeleridir.

 

Exit mobile version