İçte ve dışta Halife-î -Osman-î Reis iktidar bilânçosu eksilerde seyir ediyor… Sıfırın altında eksi 7 c° iş yapılamaz hale gelmiş. 14 yıllık bilân resmen bir kaos ötesi.
İçte; temel sorun olan Kürt sorununda tamda bir Teşkilat-ı Mahsusa aklı ve pratiği ile davranılarak anlamadan, dinlemeden ya da ne dersen de boş yanıtı ile vur, kır, yok et soykırım politikası uygulanıyor. Kürt coğrafyası ekonomisiyle, sosyolojik dokusuyla tamamen bir yaşanamaz hal ve gidişat durumuna düşürülmüş. Seçilenler, seçilmiş belediyeler, halkoyu ile gelmiş, gelmemişliğine bakılmadan ki, seçilmişler, seçilmemişler iktidarın umurunda değil vur, kır, yık pratiği hiçbir hız kesmeden devam ediyor. On binlerce faili belli – faili belirsiz cinayetlere yenileri ekleniyor. Barıştan söz eden T. Elçi’ ler dahi yok ediliyor, Ahmet Türk’ler vb gibi mahpusa atılıyor. Bu coğrafyada ölüm, işkence, zulüm, hapis, açlık, yoksulluk, barınaksızlık almış başını gidiyor… On binlerce insan işinden-ekmek teknelerinden men ediliyor.
Dünya çocuk gününde, çocuklar cemaatlerin derme çatma barakamsı evlerde yangınla telef oluyor, bu güvencesiz yerlere çocuklar dolduruluyor. Çocuklar araçsız, gereçsiz, yoksul, aç ve barınaksız. Çocuk yaşta evliliklerle ilgili davalar 10 yılda, Halife-î -Osman Reis döneminde, üç kat artmış. TÜİK verilerine göre son on yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirilmiş. Tohum Otizm Vakfı verilerine göre, Türkiye’de ki 0 – 18 yaş arası 352 bin otizmli çocuk ve gencin sadece 29 bin 905’ i eğitim alabiliyor. Millet Vekili maaşları hiçte küçülmüyor, Mustafa Kemal’in “vekil maaşları bir öğretmenin maaşını geçmemeli” ( eğer doğru ise?) demesine rağmen. Saraydaki reis’e milyarlık saray yaptırılıyor, Tunus’ lu devrik Bin Ali’nin uçağı bilmem kaç milyon dolar reis’e tahsis ediliyor; ama bu masum çocuklara hiçbir şey yok. Okul çağındaki 834 bin Suriyeli çocuğun ancak 479 bin’ i okula gidebiliyor. Ki; oysa Çocuk Hakları Bildirgesinde şöyle yazıyor “Her çocuğun doğduğu anda bir adı ve bir devletin vatandaşı olma hakkı vardır”.
Ekonomik ve sosyal yıkım almış başını gidiyor. Şimdi burada tutarlı iktisatçıların verdikleri ihracat ve ithalat, büyüme-küçülme, yatırımlar, giren ve çıkan para, yabancı yatırımlar, halede Türkiye ekonomisi yabancı yatırımcıya bağlı, turizm, iç borçlanma, cari açık verilerini rakamlar ile vermeye gerek yok ki, zaten bunu söz konusu tutarlı iktisatçılar yeterince yapıyorlar… TUROB’ un belirttiğine göre” maaşlar ödenmiyor, evini satan patronlar bile var”. Döviz ve altın piyasası ‘el yakmanın’ dışına çıkarak tabir uygunsa ‘vücudu yakıyor’. Avro 4,-TL’ ye yaklaşmış, Dolar 3,5 TL’ yi geçmiş. Bir çeyrek altını fiyatı 217,- TL olmuş. Halife-î Cumhur reis gözünü yastık altındaki paralara dikmiş hale gelmiş. Türkiye piyasası öyle kırılgan ki Trump’un Tweet atmasıyla piyasalar karışıyor ve allak- bullak oluyor bu devlette.
Her gün işçi ölümleri almış başını gidiyor hiçbir iş güvencesi olmayan işyerlerinde. Asgari ücret Türkiye ekonomik gerçeklerinin çok çok dışında ve de hiçbir işe yaramıyor.
Mahpuslar bir çeşit Hitler mahpushanesinin ilk koşullarında kalıyor “Bizim buralarda insana dair hiçbir şey yok “ dedirtircesine…
Üniversiteler bilim yuvası olmaktan çıkmış, özerkliğin zerresi yok. Seçilen rektör yerine atanan rektör geliyor. ‘Amanın başım dönüyor’! Olacak iş değil! Cinsinden bir hal. Bu kadarda olamaz! Bu günleri demi görecektik! Vay be! Yazık! Çok yazık! Diyor insan kendi kendine.
Anayasadaki değişiklik teklifinin maddelerini 70 üzeri 20 madde T24’ te okudum. Kendi kendime dedim ki hiçte okumayı bile değmezmiş. Anayasadaki değişiklik önerileri muhtemelen kabul edilirse tamamen 21. Y.Yıl Monarşizmi çünkü hiçbir şey eskisi gibi olmaz ama eskiye yeni elbise giydirilir ki, yapılanda bu işte RTE ve DB tarafından.
Binlerce kamu çalışanı sokağa atılıp açlığa mahkûm ediliyor, binlerce siyasetçi–bir politik görüşü olan şahıslar mahpusa konulmuş. Hukuk ortadan kaldırılmış.
Dışarıda; Suriye ile kavgalı, Musul’a efelenmeli, Avrupa ile sorunlu, Rusya ile görüşsede komşuluk sorunlu. Velhasıl dünya ile sorunlu. Tek sorunsuz olduğu Sudanlı Beşer (!)
Bu kriz reisin sonunu getirir mi?
Bilânço çok ağır; ama reisin ‘gözüm kör, kulaklarım çok sağır’ oyunu devam ediyor.
Fk, 11/12/2016