Site icon Rojnameya Newroz

BARIŞ VE HUZUR KENTİ ADIYAMAN! / SOSYALİST MEZOPOTAMYA-1

Meclisten çıkan tütün yasasını protesto etmek için ilimizde tütün üreticileri ve satıcıları tarafından 24 Kasım tarihinde gösteri ve basın açıklaması yapılmak istenildi, ancak Adıyaman Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü tarafından buna izin verilmemiştir. Basın açıklaması yapmak isteyen göstericilere tazyikli su ve coplarla müdahale edilmiş, 110 tütün üreticisi gözaltına alınmış, 10’dan fazla kişi de yaralanmıştır.

Yusuf Özbey / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Adıyaman valiliği, tütün yasasının meclisten geçmesinden hemen sonra, bir ay süreyle her türlü etkinliğe izin almadan yapılmasını yasaklamıştır. Burada amaç; halkta oluşacak tepkilerin önüne geçmektir. Daha önce tütün yasa taslağı meclis  gündemine geldiği 2 Ekim 2017 tarihinde binlerce tütün üreticisi valilik önünde ve AKP il binası önünde protesto gösterisinde bulunup, yetkilileri rahatsız etmişti!

Tütün yasası meclisten geçtikten sonra, iktidara yakın bazı sivil toplum kuruluşları kentte toplantılar yaparak üreticilerde biriken öfkeyi nasıl bertaraf edecekleri hesapları yapılmıştı. İktidar milletvekilleri, yasa taslağı meclise geldiğinde, üreticiden yükselen tepki karşısında yasayı torba yasadan çıkarma sözü vermişlerdi. Yasa meclisten geçtikten sonra da ″Tütün, kooperatif aracılığıyla serbest bir şekilde satılabilecek″ şekelindeki söylemlerle üreticileri teskin etmeye çalıştılar. Ancak bu işe yaramadı. Üreticileri ikna edemediler.

Sözde Tütün Platformu Başkanı ve Muhtarlar Derneği de birgün önceden basın açıklaması yaparak; yapılacak eylemle hiçbir ilişkilerinin olmadığını açıklamış, sosyal medyada eylem çağrısı yaptıkları gerekçesiyle 2 kişi gözaltına alınmıştır. Kente gelen tüm köy ve ilçe yolları güvenlik barikatıyla kapatılmıştır. Tüm bu önlemlere rağmen ve Tütün platformunun bu ikiyüzlülüğüne rağmen, binlerce tütün üreticisi yasayı protesto etmek için, Oturakçılar Pazarı önünde toplanıp, yürüyüşe geçmiştir. 4-5 saat süren eylemde üreticilere tazyikli su sıkılmış, gaz atılmış, coplanmış ve sürüklenerek gözaltına alınmışlardır. Tüm bu kareler basında ve sosyal medyada paylaşılmıştır.

Valilikten yapılan açıklamada ise; “Yüzleri maskeli provokatörler, güvenlik güçlerine gaz bombası ve taşlarla saldırdı.” denilmiştir.

Adıyaman, yetkililer tarafından dışarıya “barış ve huzurun kenti” yakıştırılması yapılarak tanıtılır. Ne oldu da birden “Yüzleri maskeli provokatörler” kenti olmaya başladı? Biraz bunu irdeleyelim.

Tütün yasaklarının ilk sinyallerini, ilimize gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından verilmişti. Soylu, açık kıyılmış tütünle ilgili; “Bu, başımıza yeni dert olarak çıkmaktadır” açıklamasının ardında  Star Gazetesi ,’”TERÖRÜN YENİ FİNANS KAYNAĞI KAÇAK TÜTÜN” manşeti ile Adıyaman tütün üreticilerini hedef göstermişti. Gazete resmen tütün üreticisini teröre destek olmakla itham etmişti.

Havuz medyasının bu önemli ayağı Star Gazetesi, bununla yetinmeyip sigara tiryakilerini de uyararak; “daha ucuz” diye kullandığı kaçak tütünle farkında olmadan “terör örgütünü finanse” etmekle suçlamıştı.

Adıyaman’ın yoksul halkı; kendine biçilen rolü kuzu kuzu oynamış, yapılan her haksızlığı sineye çekmişti. Susan veya susturulan Adıyamanlı; huzur kenti sakini, artık canına tak edip sokağa çıkınca “terörün finans kaynağı” ve “provokatör” oluvermişti.

Yıllardır iktidar partisine oy veren Adıyaman halkını sokağa iten baş etken; meclisten AKP milletvekillerinin oylarıyla geçen “Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlar ile ticari amaçla, makaron veya yaprak sigara kâğıdını, içine kıyılmış tütün, parçalanmış tütün ya da tütün harici herhangi bir madde doldurulmuş olarak satanlara, satışa arz edenlere, bulunduran ve nakledenlere üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilecektir.” yasası oldu.

Bu yasa, Adıyaman tütün üreticisinin ellini kolunu bağladı. Çünkü tütün, Adıyaman’ın can damarı ve en önemli geçim kaynağıdır. Kırk bin aile geçimini tütünden sağlıyor.

Giresun için fındık, Malatya için kayısı, Rize için çay ne demekse Adıyaman için de tütün o demektir. İki, üç dönüm araziye ekip kaldırdığı üç yüz, beş yüz kilo tütün ailesinin tek geçim kaynağıdır. Sanayisi olmayan, verimli topraklarının büyük bir kesimi baraj suları altında kalan, Adıyaman’ın yoksul emekçileri, her yıl mevsimlik işler için yollardadır. Çünkü Adıyaman aynı zamanda bir ırgat kentidir. Pamuk toplamak için çevre illere, kayısı toplamak için Malatya’ya, fındık için Ordu’ya ırgatlık yapmaya gider. Kimi zaman kırık dökük minibüslere tıka basa doldurulup götürüldükleri yollarda kaza geçirip yaşamını yitirirler. Gittikleri yerlerde bin bir zorlukla mücadele ederek üç beş kuruş kazanmaya çalışırlar. Bazen gittikleri yerlerde ”Kürtsünüz” denilip hakarete uğrar, kimi vakit de kovulurlar. Çalıştıkları Batı ilerinde ki şantiyelerinde, bir Kürtçe türkü söyledi diye dövülürler, bazen linç edilmek istenirler. Bu Adıyamanlı yoksul emekçinin değişmez kaderidir.

Şimdi de yoksul tütün emekçisinin kazandığı üç beş kuruşa göz diktiler.

Adıyaman’ın en önemli geçim kaynağı olan tütünü yasaklamak, yerli ve yabancı sigara kartellerine yeni alan açmak ve daha fazla rant sağlamak isteğinden kaynaklanmaktadır.

Uluslararası sigara kartellerinin piyasaları daralmaktadır. Dünyada sigara içenlerin

oranı düşerken, Türkiye’de ise bu oran yükselmektedir. Bu durum Türkiye tütün piyasasını cazip kılmaktadır. Özelikle Adıyaman’ın açık tütününün hedef gösterilmesi manidardır. Çünkü;  Adıyaman Türkiye tütün pazarının yüzde 70 ile 80 oranına hakimdir.

Tütün yasağı yukarıda da belirtildiği gibi, hükümettin uluslararası kartellere alan açma hamlesidir. Bin bir emek ve zahmetle tüm aile fertlerinin, kadınların, çocukların, yaşlıların hep birlikte yetiştirdikleri alınteri olan tütün satışının yasak edilmesi, terörle özdeşleştirilmesi, tütün üreticisine yapılan en büyük haksızlıktır. Ve bu Adıyaman yoksul tütün üreticileri için kabullenilecek bir durum değildir.

Adıyaman halkı tabi ki “Barış ve Huzur Kenti” olarak anılmak istiyor. Bunun için; işsizlere iş, üreticilere kolaylık ve çiftçilere destek verilerek yapılır. Emekçi insanların ekmeğiyle oynanarak “huzur ve barış” nasıl sağlanır, bilmiyorum.

Sosyalist Mezopotamya / Sayı: 1 / Mart 2018

Exit mobile version