Site icon Rojnameya Newroz

Babalar ve çocukları

Melih Gökçek ve Oğlu

“Baba çınar gibidir…

Meyvesi olmasa da gölgesi yeter.”

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri için tıklayınız

Babalar çocuklarının doğumundan kendilerinin (babalar) ölümüne kadar hatta ve hatta öldüklerinden sonra bile çocuklarının yetişmelerinde, yürümelerinde, eğitim süreçlerinde, sosyo kültürel gelişmelerinde, siyasi tercihlerinde önemli rol oynarlar.

Eğitim düzeylerindeki artış, siyasal tercihler, hızlı kentleşme, ekonomik şartlar, sosyo kültürel nedenlerden dolayı hızlı bir gelişimin yaşandığı günümüzde babalık rolünde de değişimler yaşanmıştır. 

Sistemin nimetlerinden ardına kadar yararlanan babalar ölmüş olsalar dahi çocukları için meyve vermişlerdir, vermeye de devam etmektedirler. Bugünkü meclis aritmetiğine bakıldığı zaman, geçmişte halkın başına adeta bela olan birçok babanın çocuklarını (babalarının emaneti) görmek mümkündür.

Sistemin bütün kapılarının yüzüne kapandığı babalar ise sadece “geleneksel babalık” rolünü üstlenmekle yetinmek zorunda kalıyor. Adı cumhuriyet olan sistem bu babalar ve çocukları için koruyucu kalkan olurken ötekileştirdiği babaları ve çocuklarını işsizlik, yoksulluk, fakirlik ateşinde kasıp kavurmuştur. “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir” özdeyişinin her zaman ayakları hep havada kalmıştır. Cumhuriyet egemenlerin sistemi olmuştur.

Bürokrasinin en alt kademesinden en üst kademesine kadar baba hangi kurumda çalışıyorsa çocukları da aynı kurumda çalışıyorlar. Asker babanın çocukları asker, polis babanın çocukları polis, devlet bürokrasisindeki bir babanın çocuğu bürokrat, siyasetçilerin çocukları da başımıza ya milletvekili ya da belediye başkanı olurlar.

Toplumda bir karşılıkları olmayan, basiretsiz, çapsız çocukları babalarının siyasetteki, bürokrasideki konumlarından yararlanarak ülkenin bütün nimetlerinden sınırsızca yararlanırlar. Sanki ülke babalarının çiftliğidir.

Sınavlar, mülakatlar hep tabiri caizse “Ankara’da dayısı” olanlar! pardon sistemden beslenen güçlü bir babası olmayanlar için vardır. 

Varsın onlar da okumasınlar, onlar da öğretmen, sağlıkçı, memur, işçi vs olmasınlar. Çünkü egemenlere hizmet eden cumhuriyetin ağa babaları okumayan cahil kesimin ferasetine daha çok güveniyorlar. Onların zihni daha berrakmış. Sorgulamaz, hesap sormazlarmış.

Birçok olumsuz milletvekilinin belediye başkanının çocuğu bugün milletvekili seçilerek meclisteki yerini aldı. Ülke babalarınızdan tam kurtulmuşken piyasaya sizler çıktınız. Görünen o ki sizden kurtuluş yok.

Cumhuriyetin en iyi yönetim şekli olduğunu söyleyen Montesquio bu cumhuriyette ülkenin parti devleti tarafından yönetildiğini görseydi, siyasi yönetimde ve bürokraside her şeyin babadan oğula geçtiğine tanık olsaydı bu sözü söylediğine pişman olurdu.

Hepimiz eşit yurttaşız! safsatasına bizi inandıracaksınız. Siz egemenler bürokrasinin zirvesine tırmanacaksınız, emekli olup siyasete atılacaksınız, bizim elimize tutuşturduğunuz bir kağıt (oy pusulası) parçasıyla size meşruluk kazandıracağız. Sizi cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili, belediye başkanı olarak seçeceğiz, çocuklarınız veliahtınız olacaklar, bizler de seçmeniniz (tebaa) olacağız.

Siz babalarınıza rahmet okuturken biz Osmanlıya rahmet okuyoruz.

Exit mobile version