Site icon Rojnameya Newroz

AYŞE HÜR: CERABLUS’TA HEDEF KANTONLAR

Cerablus işgalinde “Kürtlerin kazanımlarının ve kantonların” hedeflendiğinin altını çizen tarihçi-yazar Ayşe Hür, “İktidarın DAİŞ ile bir sorunu olamaz. Sadece Frankenstein’in canavarı gibi onu yaratanın kontrolünden çıkan biriyle bir savaşı olabilir. İktidar ile DAİŞ ideolojik bir kardeşlik içinde” dedi.
TSK’nin Cerablus işgalini değerlendiren tarihçi-yazar Ayşe Hür, iktidardakilerin tarih bilgisinin son derece yanlış ve sınırlı olduğunu söyledi. Mercidabık Savaşı’nın İslam tarihi açısından bir yenilginin adı olduğunu vurgulayan Hür, “Hiçbir sebep yokken Yavuz Sultan Selim, Memlüklülere savaş ilan etmişti. Normalde cihat gayrimüslimlere karşı ilan edilirken, bir Müslüman devlete ilan edildi. Yavuz, bu hareketle bir imparatorluk kurmaya çalışmıştır. Bu açıdan Mercidabık ile benzerliği var. Eğer Kürtler resmi söylemde olduğu gibi kardeşimiz ise o zaman Yavuz’un yaptığı Mercidabık’ta yaptığına benzer bir durum var ortada” dedi.
‘Kantonların arasına bir hançer gibi girmek amaçlanıyor’
İşgal operasyonunu “İyi niyetle yapılmış bir hareket değil bu. Oradaki kantonları, kazanımları hedeflemişlerdir” sözleriyle yorumlayan Hür, DAİŞ’in bahane edilerek kantonların arasına bir hançer gibi girmenin amaçlandığını ve sanıldığının aksine Erdoğan ve ekibinin Mercidabık Savaşı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığın söyledi. Hür, “Bu durum, oradaki halka ve inanca karşı olması açsısından tersinden Mercidabık’a benziyor” dedi.
‘Osmanlı sanıldığı gibi değil’
İktidarın, Osmanlı denince ışıltılı, parlak ve müreffeh bir geçmiş anladığını aktaran Hür, “Osmanlı, Kanuni ya da Yavuz döneminden hep fetihler, aslında işgaller aracılığıyla yayıldığı için savaş dolu bir tarihi vardır. Ama iktidar, Osmanlı devrinin cennet olduğunu düşünüyor. Onların sandığı gibi Osmanlı’nın hakim olduğu alanlarda herkes mutlu değildi” dedi.
Osmanlı hayali!
İslam’ın gönüllü olarak değil fetihlerle yayıldığını anlatan Hür, “Fetih ise talan ekonomisidir, zor kullanmaktır, kan dökmektir. Cumhuriyetle birlikte ise daha içe kapanmacı bir tarz başladı. Ama dört kıtaya dağılmış bir Osmanlı hayalini kafalarının bir köşesinde hep tuttular. Yeniden devleti ihya etmek için de milliyetçiliği ve Turancılığı kullanmaya başladılar” ifadelerini kullandı.
AKP iktidarının İslamcılık iddiasıyla geldiğini, Osmanlı’yı tekrar diriltme ve Erdoğan şahsında bir halifelik kurmaya çalıştığını dile getiren Hür, bu doğrultuda eski Osmanlı tebaası kim varsa halifelik çatısı altında tekrar birleştirilmeye çalışıldığına dikkat çekti.
ÖSO, DAİŞ’ten farksız
İktidarın Cerablus’ta Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile kurduğu ittifaka değinen Hür, “ÖSO kamuoyuna fazla anlatılmıyor. Sanki DAİŞ’ten farklı bir şeymiş gibi sunuluyor. Halbuki ÖSO ne kadar selefi ve radikal grup varsa bunu bir kokteylidir” diye konuştu.
Uluslararası toplumun da harekete geçmesi gerektiğini dile getiren Hür, “Batı, ‘Önce DAİŞ’i halledelim sonra diğer gruplara sıra gelir’ diye düşünüyor olabilir. Türkiye’nin bu gruplarla ilişkisi de yıllardır tartışmalı bir konu. Hangi grup olursa olsun bunlarla Esad’ı yıkmak için paydaşlık yapıldı” dedi.
‘Ortadoğu’ya girerseniz çıkamayabilirsiniz’
İktidarın Suriye’deki Kürt varlığını ise, Esad sorunundan ayrı olarak Kürt sorunu içinde muamelede bulduğunu anlatan Hür, buranın bir üs olduğu paranoyasıyla Cerablus işgaline girişildiğini söyledi. Hür, “Bu savaşta da Türkiye’nin piyade gücü rol almadı zırhlı araçlarla burada bir müdahale oldu. Demek ki orada kimseyle çarpışmayacağını biliyordu” dedi.
Hür, şöyle devam etti: “Cerablus işgalini aklı başında bütün analistler hedefin YPG olduğunu söylüyorlar. Bununla birlikte Amerika’nın YPG’den hemen vazgeçmesi düşünülemez. Türkiye bu durumda bir yerde durmak zorundadır. Ama Kürtler eğer isterlerse biraz daha güneyden de Efrîn kantonuyla birleşebilir. Bu durumda bu bölgede İsrail-Filistin meselesinde olduğu gibi kronik bir savaş hali ortaya çıkabilir. Ortadoğu’ya girerseniz çıkamayabilirsiniz. Türkiye risk alıyor.”
‘İktidar ile DAİŞ ideolojik bir kardeşlik içinde’
Amerika’nın bölge politikasına dikkat çeken Hür, Amerika tarihine bakıldığında özgürlük, insan hakları gibi ideallerle hareket edilmediğini, bu değerlerin Amerika’yı ancak büyük resme katkısı oranında ilgilendirdiğini ifade etti. Hür, “Amerika Kürtlere burada devlet vaadinde bulunmadı. Dolayısıyla herkes burada bir satranç oynuyor. Genel olarak bu durumda büyük güçlerin istediği olur. Kürtler çok fazla gerçekçi, sabırlı ve sağlam adımlarla hareket etmelidir” şeklinde konuştu.
Cerablus’un DAİŞ ile mücadele adı altında işgal edilmesine de değinen Hür, “İktidarın DAİŞ ile bir sorunu olamaz. Sadece Frankenstein’in canavarı gibi onu yaratanın kontrolünden çıkan biriyle bir savaşı olabilir. İktidar ile DAİŞ ideolojik bir kardeşlik içinde” dedi.
‘Kürtlerle dostane ilişkiler kurulabilirdi’
Hür, DAİŞ’in Kürtler, sosyalistler vb. iktidara muhalif kesimleri hedef aldığına dikkat çekerek, “DAİŞ olmazsa Türkiye oraya giremezdi. DAİŞ yine iktidarın istediği bir fonksiyonu yerine getirdi. DAİŞ de zaten kentten hemen geri çekildi” diye konuştu.
“Fırat Kalkanı” adının da YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesi dolayısıyla bilerek seçildiğini söyleyen Hür, “Buradaki Kürtlerle dostane ilişkiler kurulabilirdi” dedi.

Exit mobile version