Kanımca adaletin olmadığı dünyanın sonu çoktan gelmiş demektir. Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır, haksızlık vardır, kötülük vardır. Adalet yoksa hiçbir şey yoktur.
Müzikte klasik dönem, yaklaşık dört asırlık bir süreci kapsarken ve o kesitte eser veren çok sanatçı bulunurken klasik müziğin “Büyük Üçlüsü” Johann Sebastian Bach, Ludwig van Beethoven ve Wolfgang Amadeus Mozart’dı.
Toplumların tarihi sınıflar mücadelesinin eseridir; emek sömürüsünü ve sınıfları kendisiyle birlikte ortadan kaldırabilecek tek güç işçi sınıfıdır ve ücretli kölelik kapitalizm aşılan dek -ne denli makyajlanırsa makyajlansın- var olmayı sürdürecektir.
Hak, hukuk ve adalet; her biri derin anlamla yüklü kavramlardır. Felsefi ve hukuki açıdan ayrılmaz üçlüyü, diyalektik bir bütünü oluştururlarken; herkes için adalet istediğinde hukukun üstün olması imkân dahilindedir.
İntihar, hem toplumsal hem öznel süreçleri içeren bir olgu olduğundan, tek bir nedene bağlanamaz. Ancak insan bir toplumsal varlık ise sadece psikolojik boyuta da indirgenemez. Ekonomik kriz, modern kapitalist toplumda insanı etkileyen en önemli faktörlerden biri çünkü meslek, geçim, beslenme, barınma, eğitim, sağlık, sosyalleşme başta olmak üzere tüm yaşam koşullarını belirliyor.
Ve nihayet Chuck Palahniuk’un, “Acın başkalarını güldürebilir; ama gülüşün başkalarına acı vermemeli,” uyarısı eşliğinde hiç unutulmaması temennisiyle Edip Cansever’in, “gülemiyorsun ya, gülmek/ bir halk gülüyorsa gülmektir...” dizelerindeki vurgusunu daima bellekler(imiz)e kazıyalım…
Yazmak başka yazarların yazdıklarından öğrenilebilir ama bir koşulla: kendini adayarak her gün yazmakla. İşte yeteneğiniz varsa bu süreçte ortaya çıkıp biçimlenir. Yoksa noktalama işaretlerini ezberleyerek yazı yazılmaz. Kurallar biraz da siz yazarken gelir kendini öğretir. Doğru cümle bilgisi yazma eyleminde ortaya çıkar. Bunu, yazmadan asla göremezsiniz.[6]
“Utanıyordum sürgünlüğümden. Hep gizledim.”[15] Üniversite yıllarında da bu tutumunu sürdürür. En yakın arkadaşlarından bile saklar Kürt ve sürgün olduğunu. İçe kapanık ve çekingendir. Özel hayatından hiç söz etmez…
Kürt olduğunu gizler ama, bu yaşadıkları onun şiirini besleyen kaynaklardan biri olur. Lirizm ve mizah el ele gider. En güzel aşk şiirlerini yazma duyarlığını bu yaşadıklarından edinir.[16]
Özetle denilebilir ki Onu sürgün hakikâti biçimlendirmiştir…