Azınlığın çoğunluğu yönettiği, güvensizliğin güvene ikame edildiği, savaşın barıştan daha değerli görüldüğü, düzenbazlığın olağan sayıldığı, sahiciliğin naiflikle itham edildiği ve yalanın hakikâti alt ettiği bir kesitten geçerken; yaşanan yıkım(lar) yeni bir yaratım(a) çağrı çıkar(t)maktadır.
Tarihin gurur kaynağıdır teslim olmayan, diz çöktürülemeyen cesurlar…
Kimi açlığa mahkûm edilmiş, kimi yaşamlarının en güzel yıllarını cezaevinde geçirmek zorunda kalmış, kimi de “faili belli” cinayetlere kurban gitmiş olsalar da!
Türkiye’de bir yetişkinin yıllık ortalama kazancı 85 bin TL. Buna karşılık en yoksul yüzde 50’nin ortalama geliri yıllık 20.260 TL iken en zengin yüzde 10, bunun 23 katı kadar yani 463.020 TL kazanıyor. En zengin yüzde 10, tüm gelirin yüzde 54.5’ini alırken, en yoksul yüzde 50’nin payı sadece yüzde 12.
"... Bazı adam vardır, insan yüzünde hınç, kin okur. Bazısında gurur, bazısında neşe, bazısında bayağılık, aşağılık... Bu adamın üstünden, başından da yalnızlık akar. Bir de bu adama, Kadıköy iskelesinin kanepelerinden birine oturmuş, heybeli köylüleri, çıplak ayaklı serseri çocukları, hanımefendileri seyrederken rastlarsınız. Bu adam hikâyeci Sait Faik’tir.”
Sinan Cemgil meraklıydı; babasına-annesine hep sorular soruyordu. Onlar da oğullarının anlayacağı bir dille anlatıyordu. Nitelikli bir kültür ortamında yetişen Sinan çok başarılı bir öğrenci oldu. İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca öğrendi.
“Tiyatronun yetiştirdiği en özgün sanatçılardandı. Çağına tanıklık etme bilincini geleneksel tiyatro keyfiyle bütünleştirmişti”;[10] eğilip bükülmeden yaşayan kendine özgü bir sanatçıydı.
Zordur, zorludur felsefe... Düşünce kalabalığı değil, düşünce sistematiğidir. Belli bir mantık ve matematik çerçevesinde dünyayı, insanı, düşünceyi, kavramları, kısaca olanları anlama çabası ve neden-sonuç ilişkisi içinde belli bir sıraya koyma girişimidir.
Mesela… Serhatlı kadın dengbêjler, yüreklerinden kopan stranlarıyla kadınlara ışık oldu. Bilinen ilk kadın dengbêj Gulê’den, Kafkasya’nın parlayan yıldızı Sûsika Simo’ya, Vanlı Gazin’e kadar onlar geride sayısız eser bıraktı.