AKP bu tablo ile Haziran 2023’e kadar iktidarını sürdürmek istiyor, fakat göze alamıyor. Çünkü çekirdek kitlesinden de ekonomik kriz nedeniyle kopuş sürüyor. Erken seçime gitmek istiyor ama ‘sandıktan çıkamam’ diye gidemiyor. İktidarda kalmak AKP için ateşten gömleğe dönüşüyor
Devlet defalarca çocuk, kadın dahil binlerce, on binlerce sivil insanı katledecek, soykırıma uğratacak; kalanlarını da ya ‘İstiklal Mahkemeleri’ denilen idam mangalarında sorgusuzca asacak ya da sürecek! Sonra bir parti başkanı ‘haydi gelin helalleşelim, birbirimizi affedelim, ülkeye barış gelsin’ diyecek! Olmaz! Barış-Yüzleşme-‘Helalleşme’ tarafların siyasi çözümü ile olur! Belirttiğimiz katliamlarla yüzleşmek parti ve hükümetler üstü olup Rejimin meselesidir ve yeni de değildir.
Türk iktidarı, BM toplantısında Biden-Erdoğan görüşmesinin hayal kırıklığıyla Soçi’de acil görüşmeyi talep etmişti. Erdoğan, Biden’den alamadığını Putin “Kardeşimden alırım” umuduyla Soçi organize edildi ama Soçi’de hem iç hem başta ABD, uluslararası siyasette eli oldukça zayıf Putin’le masaya oturdu. Ayrıca ABD’nin, Çin’i kuşatma siyaseti gereği merkezinde Türkiye’nin bulunduğu bölgeye ilgiyi azalttığı süreçte, Erdoğan’ın başta Türkiye’nin jeopolitiği Putin’e karşı kullanabileceği kartları da zayıflamıştı.
Wextê ku komar hate avakirin, libasê senteza tirk-îslamê li rejîmê hate fesilandin. Makeqanûna 1924an, ev libasê fesilandî bi xwe ye û peywendiya gorankariyên li ser hatî kirin li gel binyada wê ya giştî tune ye.
Afganistan meselesi bizi dört nedenle ilgilendiriyor. Bir, emperyalistler arası küresel hegemonya savaşında coğrafik merkezi olması. İki, Afgan halklarının uzun savaşta yaşadığı büyük acılar. Üç, Siyasal İslam’ın özelde Selefi Cihadist örgütlerin Taliban iktidarından güç alarak hareketlenmeleri. Dört, sömürgeci-statükocu güçlerin Afganistan üzerinden Kürdistan okumaları.
Sonuç ve çağrı: Öncelikle yurtsever, devrimci demokratik siyaseti, derinleştirilen “terörist-bölücü” Kürt algısının yaratacağı sonuçlara karşı hazırlıklı olmalı. Türkiye metropolleri ve İç Anadolu’da yaşayan 10-15 milyon Kürdün yaşadığı sorunlara ve nihai geleceğine çözüm üretmeli.
BDR savaş hukukuna ilişkin de bir yaklaşım sunar. Bunu Teğmen Mehmet ile kadın savaşçılar üzerinden verir. Bir yandan yaralı Teğmen’i görünce yaralarını sarıp bırakan kadın savaşçılar, diğer yandan Dilan’ın kesilmiş kafasını kasaturaya takılı sallayan İŞİD’çi militanlar! Bu iki ayrı savaş hukuku ve pratiğini okuyucuya sunması da romanın bir başka özgün yanı.
Biden yönetimiyle birlikte küresel, bölgesel güçlerin; Afganistan-Mısır-Ukrayna üçgeninde yeni pozisyon arayışları var! Çünkü ABD, Avrasya üzerinde sürdürdüğü savaşın ağırlık merkezini belirttiğim üçgenden Asya Pasifik’e kaydırıyor.