Koronavirüsün ortaya çıkışı bir yıla yaklaşıyor. Bu virüs eşitlikçi herkese aynı şekilde bulaşıyor. Ayrım yapmıyor. Gibi deyimleri sık sık duyduk duyuyoruz. Bakalım bunlar doğru mu?
Dünya sağlık örgütünün verilerine göre Avrupa’da ilk Covid 19 vakası 24.01.2020’de görüldü. Şubat ve mayıs 2020 arası 1. dalga ve ona karşı tedbirler başka bir deyişle yasaklar süreciydi. Almanya’da mart ve nisan ayları milyonlarca emekçi için her şeyden önce ücret kaybı demekti. Bu iki ayda Almanya’da 10 milyona yakın insan kısa çalışma sürecine girdi. Okullar ve kreşler kapalı olduğu için çocuklar evde kaldı. Kısa süre çalışanlar ortalama net ücretlerinin % 60’ını aldılar. Çocuk sahibi olanlarsa ücretlerinin % 67’sini aldılar. Ayrıca çocuk başına ailelere bir defalık 300€ ödendi.
Günlük yaşamımızda sıkça duyduğumuz veya kendimizin kullandığı “Arkadaş bu Kürtlerde hep böyle” “Yahu ama bu Araplar da" "Vallahi nedendir bilmem ama Rusları hiç sevmem" "Çingenelik yapma be" Bütün bunları söylerken başına da; arkadaş ben ırkçı değilim ama demeyi de çoğunlukla ihmal etmeyiz. Peki nedir bu deyimler, nereden gelirler, niye kullanırız?
Son aylarda hepimiz Covid-19'a angaje olduk hatta zamam zaman bunun dışında birçok şeyi görmez olduk. Bunların başında kadınların eşitlik mücadelesi geliyor. Kadının görünür olması bu saldırıları artırıyor.
Koronavirüsü ortaya çıktıktan buyana bir söylem var. Korona eşitlikçi bir virüs fakir -zengin, kadın-erkek, genç -yaşlı ayırmıyor deniliyor; peki bu doğru mu?
Birçok zaman düşünmüşümdür; ilk hayır, olmaz, kabul etmiyorum, ben hakkımı, haklarımı istiyorum diyen insan kimdi, nerede doğdu, nerede yaşadı? Bunu bulmak herhalde mümkün olmayacak. Fakat 15-16 Haziran 1970’e bakarak, dünya işçi, emekçi ve tüm ezilenlerin tarihlerinin büyük bir mücadele ve bedel ödeme tarihi olduğunu görürüz.
Biz demokratik güçlerde, sosyalistlerde, komünistlerde genel bir kanı vardır. Denir ki halk fakirleşirse, işsizlik artarsa kitleler sola yönelir. Ama bu söylendiği gibi değil, öyle olmuyor. Kitleyi, işçiyi, işsizi ve fakir köylüyü kazanmak emek ister, çalışma ister. Her şeyden önce bu çalışmalar uzun süreli bir devamlılık ister. Bir de tabi ki sendika ve sınıf bilinci ister.
Almanya’nın Berlin eyaletinde (Berlin hem başkent hem de aynı zamanda bir eyalet) bugün resmi tatil günü. Bugün hepinizin bildiği gibi faşizmin, her şeyden önce Kızılordu’nun büyük fedakarlıkları sonucu, büyük bir yenilgiye uğratıldığı gündür. Sovyetler Birliği’nin sadece insan kaybı 27 milyon civarındadır. Ama konu 8 Mayıs’ın Almanya’daki tartışmasıdır.