Taraftarları heyecanlandıran da yalnızca galibiyetler değil.
Bir taraftar, Amedspor’un bir futbol takımından fazlası olduğunu, temelde direnişi ve bir halkın özgürlüğünü temsil eden bir spor kültürünü temsil ettiğini söylüyor. Taraftar, Amedspor’un savaş ortamında, adaletsizliğe, şiddete ve baskılara karşı direnişin sesi olduğunu belirtiyor.
Kulübün ismini Diyarbakırspor’dan Amedspor’a değiştirmesi de Kürtler arasında sembole dönüşmesine katkı yaptı.
Amedspor Başkanı Ali Karakaş da kulübün bölge insanının sesi olduğunu ve halkı kent sınırları dışında da temsil ettiğini söylüyor. Karakaş “Özellikle ismini geçen yıl Amedspor’a değiştirdikten sonra yalnızca Diyarbakır için değil, bölge insanı için daha önemli hale geldi” diyor.
Ancak birçok kişi Amedspor’u, özellikle deplasmanlarda hedef olarak görüyor. Geçenlerde yaşanan bir saldırıda iki yöneticinin biri beyin sarsıntısı geçirdi, diğerinin burnu kırıldı. Karşı takım taraftarları Amedspor’u ‘terör’ destekçisi olmakla suçluyor. Türk medyası ve sosyal medyada da benzer yorumlar yaygın.
Oyuncuların da cezalandırıldığı oldu. Yıldız oyuncu Deniz Naki, Twitter’da çatışmaların sona ermesi ve barış olması isteğiyle ilgili attığı mesaj nedeniyle 12 maç ceza aldı.
Gittikçe artan düşmanlık karşısında oyuncular ve yöneticiler kazanmaya odaklanmaya çalışıyor.
Deniz Naki, küfür yedikçe daha fazla motive olduğunu, bir adım yerine 10 adım attığını söylüyor. Küfürlerin kendilerini artık rahatsız etmediğini söyleyen oyuncu, yine bu durumun hep böyle devam etmemesini ve ev sahibi takımların kendilerine misafirperverlik göstermesini umuyor. Kendilerinin gelenlere misafirperverlik gösterdiğini söyleyen Naki, karşılık almasalar da maçlarını oynayıp kazanmaya çalışacaklarını ifade ediyor.
Taraftarlar da tüm bu olaylar nedeniyle kulüplerine daha da sıkı sıkıya tutunuyor.
Birçok kişi şimdiden Amedspor’a ‘Kürtler’in Barcelonası’ diyor ve kulübün Barcelona gibi başarılı olmasını, taraftarlarının da Katalan taraftarlar kadar özgür olmasını diliyor
AMERİKANIN SESİ