Ana SayfaNIVÎSKARÊNBoykot ötekileştirilenlerin direnişidir 

Boykot ötekileştirilenlerin direnişidir 

Eyüp Yalur / Yazarın diğer makaleleri 

“Nerede iktidar varsa, 

orada iktidara karşı direnç vardır” 

Michel Foucault  

Boykot: Belli bir amacı gerçekleştirmek için baskı yapmak amacıyla, bir kimseyle, bir yerle, bir topluluk, kuruluş ya da bir ülkeyle her türlü ilişkiyi kesme kararıdır. 

Boykot, haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı bir direniştir. Bir farkındalık yaratma eylemidir. 

Boykot kelimesi, İrlandalı milliyetçi lider Charles Stewart Parnell ve İrlanda Toprak Birliği’nin 1880’de yaptığı bir öneri üzerine bu taktiğin başarıyla uygulandığı arazi temsilcisi Yüzbaşı Charles Boycott’tan gelmektedir. 

O yıl hasat kötü geçtiği için Lort Erne kiracılarına kiralarda yüzde onluk bir indirim teklif etmiş ve kiracıların talep ettiği yüzde yirmi beşlik indirimi reddetmişti. Bunun üzerine Charles Boycott araziden on bir kiracıyı tahliye etmeye çalışmıştır. İrlandalı lider Charles Stewart Parnell, tahliye edilen kiracıların yerine yerleşen başka kiracılarla mücadele ederek şiddete başvurmak yerine, bölgedeki herkesin onları toplumdan dışlamasını önerdi. Parnell konuşmasında doğrudan emlakçı veya ev sahiplerine atıfta bulunmasa da bu taktik ilk kez “Boycott”a uygulandı. Eylemi gerçekleştirenlerin yaşadığı kısa vadeli ekonomik sıkıntılara rağmen Boycott kısa sürede kendini yalnız bulmuş; işçileri tarlalarda, ahırlarda ve hatta evinde çalışmayı bırakmıştı. Yerel iş insanları onunla ticaret yapmayı kesmiş ve yerel postacı bile postalarını getirmez olmuştu. 

Kasım 1880’de The Times gazetesi örgütlü toplumsal dışlamayı tanımlamak için bu kelimeyi kullanmıştır. 

Daily News Gazeteside 13 Aralık 1880’de şöyle yazmıştır: “Zaten en cesur yürekliler bile her taraftan ‘Boykot’ edilme korkusuna yenik düşüyor”. 

Türkçede boykot kelimesi ilk olarak 1908 yılında Avusturya -Macaristan ve Bulgaristan mallarına karşı gerçekleştirilen Osmanlı Fes Boykotu esnasında yaygınlık kazanmıştır. 

Sabah Gazetesi yazarı Özlem Doğaner bir makalesinde, “Neyi boykot ediyorsunuz?” diye soruyor. 

Haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin, baskının, şiddetin, totaliterliğin, … boykot edildiğinden sanki bihaber. 

“Kaos oluşturup yabancı yatırımcıyı buradan kaçırırsanız, fabrikalar kapanırsa işsizleri yerleştirebileceğiniz yeni fabrikalar mı kuracaksınız?” diyor. 

– 2023’te kapanan şirket sayısı 5 bin 952 

– 2024’te kapanan şirket sayısı 31 bin 416’ya yükseldi. 

Sanki yabancı yatırımcı dışarıda sıraya girmiş bekliyor. Ne kadar fabrikanın kapandığından haberi yok? Her geçen gün artan işsizlik oranlarından haberleri yokmuş gibi davranıyorlar. 

CHP’nin almış olduğu boykot kararının amacı toplumdaki ekonomik, siyasi, sosyal baskılardan dolayı iktidarı erken seçime zorlamak ve AKP’nin egemenliğini kırmaktır. 

Bu boykota, öğrenciler geleceklerinden umutsuz olduklarından dolayı destek oldular. 

Siyasetçiler, sanatçılar, akademisyenler boykot eylemine destek verdiler. 

Bu barışçıl, demokratik eyleme güvenlik güçlerince orantısız güç kullanıldı. 

İktidar kanadından AKP Sözcüsü Ömer Çelik boykotla ilgili açıklamasında “Türkiye’yi topyekûn tehdit etmektir” diyor.  

İnsanlar demokratik haklarını kullanıyorlar, neden tehdit olsun. Bu eylemler demokratik ülkelerde sürekli olan eylemlerdir.  

O ülkeler tehdit olarak algılamıyorlar. 

1955 yılına kadar ABD’de beyazlar ve siyahiler, otobüslerde ayrı yerlere oturuyorlardı. Otobüs dolu olduğunda koltuklarda oturan siyahiler yerlerini beyazlara vermek zorundalardı. 

Rosa Parks isimli bir siyahi kadın oturduğu koltuğu beyaz adama vermeyi reddetti yargılandı ve hapse atıldı. Rosa Parks’ın başlattığı eylem ülke geneline yayıldı. Bu eylem sonucunda ABD’deki ırkçı yasalar değiştirildi. Ama ABD tehdit edilmedi. 

Fransa’daki Sarı Yelekliler, ülkeyi tehdit etmediler. 

Elon Musk’a karşı yapılan boykot ABD’yi tehdit etmiyor. 

İsrail’de, Gürcistan’da, Sırbistan’da yapılan boykotlar bu ülkeleri tehdit etmiyor, tehlikeye sokmuyor. 

Bu baskı, şiddet olayları AB üyesi ülkeler ve Türkiye arasında siyasi diplomatik “skandal”lara sahne olmaktadır. 

Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Marta Kos, Türkiye’ye yapacağı ziyareti, 11-13 Nisan’da düzenlenecek Antalya Diploması Forumu’na katılımını ve Dışişleri Bakanı ile yapacağı görüşmeyi iptal etmişti. 

AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor’da “AB üyeliği demokrasiyle ilgilidir. Sadece jeopolitik konumu Avrupa Birliği’nin kapılarını Türkiye’ye açmaya yetmeyecektir” demişti. 

Birçok Avrupa Birliği üyesi ülke adeta Türkiye ile olan ilişkilerini askıya aldılar. Ülke dışarıda itibar erozyonuna uğradı. 

Muhalif görsel, yazınsal ve sosyal medyanın destek olmasından, iktidardan rahatsız olan geniş kitlelerin desteğini alan, şiddete dayanmayan bu eylemle toplumsal dayanışma sağlanmıştır. 

İktidar bu boykot eylemini bu kadar gündeminde tuttuğuna göre bu eylemden dolayı sarsılmışa benziyor ve panik halindedir. 

68 kuşağının üniversite işgalleri ve boykotları sırasında Fransız öğrenciler, Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’nde duvara yazdıkları o cümle tüm dünyadaki gençleri etkilemişti. “Mesele düzeni değil, hayatı değiştirmektir.” 

- Advertisment -

Recent Comments

Verified by MonsterInsights