Site icon Rojnameya Newroz

16 YIL ÖNCE BUGÜN: F TİPİNE KARŞI ÖLÜM ORUÇLARI

F tipi’ne karşı başlatılan ölüm orucu eylemi bugün 16. yılında. 20 Ekim 2000’de başlayan ölüm oruçları 7 yıl sürmüş ve 122 kişi yaşamını yitirmişti. Ölüm orucu eylemini, 20 Ekim 2000 günü Türkiye’nin çeşitli hapishanelerinde kalan 816 tutuklu başlatmış, eylemciler “F tipi cezaevlerinin açılmaması, Terörle Mücadele Yasası ve 3’lü Protokol’ün kaldırılması” talebinde bulunmuşlardı.

F tipi cezaevlerinin gündeme gelmesiyle 20 Ekim 2000 günü tutsaklarca açlık grevine başlanıldığı ilân edildi. Bir ay sonra ölüm orucuna dönüşen eylem kısa sürede kitleselleşip yayıldı.

Yüzlerce tutsağın sürdürdüğü eylem, başta hükümetçe görmezden gelinse de zaman içinde direnişin yarattığı baskıyla devlet, tıpkı ’96 ölüm orucunda olduğu gibi aydınlar ve bazı milletvekilleri kanalıyla temsilcilerle görüşmeye başladı. Ancak kısa sürede bu görüşme hamlelerinin bir oyalama ve aldatmaca taktiğinden ibaret olduğu anlaşıldı.

Tam 2 ay sonra, 19 Aralık 2000 gecesi resmi adı Hayata Dönüş olan ve Türkiye’nin Kıbrıs harekâtından sonra gerçekleştirdiği en büyük askerî operasyonla cezaevleri yakıldı yıkıldı. Devlet, yaşamı kendine emanet olan 28 devrimci tutsağı katletti. Operasyon sonrası tutsaklar, F tiplerine sevk edilse de eylem büyüyerek sürdü ve ölüm oruçları dışarıya da taşındı.

Avukat Behiç Aşçı’nın ölüm orucuna başlamasıyla tekrar ülke gündemine taşınmış oldu. Aşçı eyleminin 294. günündeyken devlet tutsakların ortak havalandırmaya çıkma gibi haklarını kabul edince de ölüm orucundaki tutsaklar, eyleme süresiz ara verdiğini açıkladı.

Sohbet Hakkı

Ölüm orucu süresince, açlık grevindeki tutsaklar ve dışarıdan destek verenler, tutsaklar için eylem yapanlar dahil toplamda 122 kişi yaşamını yitirdi. Eyleme süresiz olarak ara verildiğinde, bugün hala sürmekte olan bir hak; Sohbet Hakkı kazanılmıştı. Fakat son dönemde hapishanelerde devrimi tutsaklar üzerinde artan baskı, sürgün-sevk ve işkencelerin yanı sıra kazanılmış olan sohbet hakkının da uygulanmaması söz konusu.

OHAL’le birlikte, ayda bir olan açık görüş 2 ayda 1’e düşürülmüş, mektup-faks gibi iletişim kanallarına kısıtlamalar getirilmiş, bazı hapishanelerde kitap sayısına sınırlama getirilmeye çalışılmış, arkadaş görüşçü hakkı gasp edilmişti. Tutsakların haftada 10 saat olması gereken sohbet hakkı pek çok hapishanede 6 veya 4 saat olarak uygulanıyordu. Fakat yaklaşık 9 aydır, bu sohbet hakkının tamamen ortadan kaldırıldığı ortaya çıktı.

Keyfi yasaklara ve kısıtlamalara karşı tutsaklar şimdi hücre yakma eylemlerini sürdürüyor.

direnisteyiz3.org

Exit mobile version